Kıyamet-i Suğra, 1509 yılında yaşanan büyük İstanbul depremine Osmanlı imparatorluğu sakinleri bu ismi vermişlerdir. Kelimenin anlamı Küçük kıyamet demektir, zira 160.000 nüfuslu İstanbul’da 130.000 kişi göçük altında kalarak hayatını kaybetmiştir. Zaman Orta çağ sayıldığı için ölülerin de, yaralıların da, nüfusun da, kesin olduğu söylenemez ancak şu muhakkak ki dehşeti getiren yıkım depremiydi.
Bugün ise 6 Şubat saat 04.17’de, 7.7 büyüklüğünde 10 ile vurmuş bir deprem, ardından öğlen saatlerinde adeta çatlattıkları yapıları yeniden yıkmak için dönen, öğlen saatlerinde aynı ilin yakın bölgesinde yaşanan ikinci büyük depremin şiddeti ise 7.6 olmuştu. Bu depremler tam olarak 14 milyona yakın insanı etkilemiştir. Emsalleri ile kıyaslanamayacak derecede yaşanılan bu depremlerin artçıları da can yakar vaziyette oldu. 10 ilde insanlık dramı acı gözyaşı ve enkaz altında kalmış binlerce hayat, içlerinde her çeşit insan vardır. Sizlere depremi tarif etme küstahlığında bulunmayacağım, zira asrın felaketi niteliğinde yaşanan bu depremleri, ancak orada bunu yaşayanlar tam olarak bilir. Dünyadaki gelmiş geçmiş en iyi anlatıcı, olsaydım bile o depremin yaşattıklarını, yaşayan kadar kesinlikle anlatamazdım, ancak nacizane yorum yapabilirim.
Sadece 04.16’da depremden 1 dakika öncesine gidelim.
14 milyon insan içinde sahura kalkan, namaz için hazırlanan da vardı, eğlenip sohbetler eden de vardı, gece vardiyasında çalışıp ekmek kazanan da vardı. Ancak en çok da nüfusun büyük kısmı ise uykularının orta yerlerinde rüyalardaydı, muhtemelen sabah olduğunda herkes işi yahut görevi ne ise onu yapmak için uykuya dalmıştı. Kışın getirdiği soğuk hava koşulları evlerde yanan sobalar ve ısıtıcılar, üstlerine bir de yorganlar ile dışarının soğuğuna rağmen, muhtemelen yataklarında sıcacık uyuyordular. Kimisinin hayali büyüktü, kimisi küçük gerçekçi hayaller kurardı, kimisinin derdi vatandı, kimisinin ki yaşam, kimisinin ailevi sorunları vardı, kimisi ise güzel yaşam için şükrederdi. Özetle 14 milyon insan nasıl türlü hayal kurarsa, hepsi öyle çeşitli hayaller kurardı. İçlerinde türlü mesleklerde olan, türlü yaşam koşullarında yaşamaya çalışanlar vardı, kimisinin evi vardı, kimisi kiradaydı, kimisi arabasının modelini yükseltmeyi düşünüyordu, kimisinin hiç arabası yoktu, ancak hayali vardı. 14 milyon insan dile kolay ve bu kadar insanın hayatı 1 dakika sonra 04:17 de, heyhat enkaz altında kaldı. Çünkü yıkım öleni çekti toprağa, sağ kalanı ise öyle ya da böyle yaralayıp yıktı. Bu acıyı anlatabilecek kelimeleri peşin sıra bulmak zor. Ne denir ki, ne yapılabilir, devletin tüm gücü oraya saatler içinde ulaştı akabinde sabah olduğunda gece yaşanılan felaketin enkazı gün yüzüne çıktı. Öyle ki tüm Türkiye, tüm dünya, orada olmak, enkaz altındakilere yardım etmek için elinden ne geliyorsa yapmaya çalıştı ve bugün hala yapıyorlar. Bu acı 10 ilde yaşandı lakin acıyı 81 il en derinden hissetti. Bölgeye gidemeyenler yardımlarını çeşitli sosyal kanallardan yapmaya çalıştılar, insani vicdanı olan herkes, orası için elinden geldiğince çaba gösterdiler halen daha gösteriyorlar. 100 yılın en büyük felâketi diye anlatılıyor fakat bu 1000 yılın felâketi niteliğinde değerlendirilmelidir. Doğrudan doğruya deprem fay hattında olan şehirlere aniden merkezden vurması ile gerçekleşti, yeni binalarda, eski binalarda yıkıldı. Tüm Türkiye de iyi ve vicdanlı insanlar orasının acısıyla günden güne yanıp kavruluyorken, tüm herkes suçlu yahut suçsuz, masumane ağzında içten dualarla hüzünle sarsılırken, enkaz altında hayatlarını kaybeden binlerin acısı ile yürekler yanıyor, mucizevi kurtuluşlar ile gözyaşları mutluluktan dökülüyordu. Arama kurtarma ekipleri askerden, polisten, itfaiyeden tutun da, AFAD’dan, AKUT’tan çıkın, kömür madencilerine, gönüllü vatandaşlara kadar herkes canhıraş, uykusuz, aç ve susuz çalışırken, depremin şiddetli artçıları şöyle bir yana dursun, zamana karşı da büyük bir gayret ile savaş veriyorlar. Allah onlardan razı olsun, herkes böylesine büyük felakette destek olmaya çalışıyordu.
Dedim ya orada olan felâketi ancak orada olan anlar, bizim hissettiklerimiz onların yaşadıkları yanında sadece bir damladır. Bizler bir damla ile acı hissediyorsak, evimizde binlercesi bu acı yüzünden uyuyamıyorsa onları hiç düşündünüz mü? Bir dakika içinde her şeylerini kaybettiler, o dakikadan sağ çıkanlar ikinci depremde yıkıldılar ve sonu gelmez halen süren artçılarla sallanıyorlar. Böyle bir durumda elden gelen tek şey yapabileceklerimiz, yardımlar ve dualardır. Bizler heyecan içinde enkaz altında mucizeler bekliyoruz., Şunu iyi bilmeliyiz devlette, yardım ekipleri de ellerinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorlar, bunu enkazdan kurtulanlar için döktükleri sevinç gözyaşlarından görebiliriz. Ülkemiz genel olarak depremlere açık bir ülke, altımızda yatan toprakta onlarca hat deprem fayı var. Gelip de şöyle bir acı durumda, “Biz millet olarak azgınlaştıkça, bu yüzden başımıza böyle bir felaketi Allah bize yaşattı.” deme ukalalığında da bulunmayacağım. Bu yaşanılan felaket, neresinden bakılırsa bakılsın gerçek bir felakettir, önceden gününün belirlenemediği, önceden şiddetinin tam olarak anlaşılamadığı, zamanının tam olarak bilinmediği, doğal bir felaketten bahsediyoruz. Yüce yaradan umarım ülkemizin yaşadığı bu felaketten bir an önce ülkemizi ve zarar görmüşleri çıkarmayı nasip etsin. Yaralılara acil şifalar diliyorum hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyorum, umarım onların gittikleri mekanları cennet olur.
Son olarak erken Bizans, Osmanlı ve Türkiye olmak üzere, daha önce yaşanmış bazı depremlerin listesini derledim ve sizlerle paylaşıyorum, umarım bir daha ülke olarak kimse böyle bir felaketi yaşamaz, kalın sağlıcakla…
Tarihte Yaşanmış Bazı Büyük Depremler
- 358 izmit depremi Bizans.
- 365 İstanbul ege tsunami deprem Bizans.
- 403-406 İstanbul depremi Bizans.
- 407-412-417-423-437-477-487 İstanbul ve çevresi depremi Bizans.
- 525-542-543-557 İstanbul ve çevresi depremi Bizans.
- 617-642 Trakya İstanbul depremi Bizans.
- 740-790-796 Trakya depremi Bizans.
- 815-860-869 Trakya ve Ege depremi Bizans.
- 945-960-989 İzmit İtalya İstanbul depremleri Bizans.
- 1010-1041-1064-1081 İstanbul ve çevresi depremi Bizans.
- 1202 İstanbul depremi Bizans.
- 1296- Manisa, İzmir depremi Bizans.
(1204 yılında Latin işgali olduğu için bazı deprem kayıtları az yahut yok olmuştur.) - 1343 İstanbul Trakya Bizans.
- 1315-1323-1324-1332-1354 Çanakkale, pekzas, Gelibolu depremi Bizans.
- 1419- Selanik izmit tokat depremi Bizans.
- 1453 İstanbul Bizans döneminde son kayıt.
(Bizans m.ö 500 den m.s 1453 e kadar 548 deprem kaydı tutmuştur.) - 1488-1489 İstanbul depremi Osmanlı.
- 1509 büyük İstanbul depremi Osmanlı.
- 1532-1554-1556 bursa İstanbul depremi Osmanlı.
- 1653 İzmir depremi
- 1648 İstanbul depremi
- 1668 Anadolu depremi
- 1719-1754-1766 izmit İstanbul depremi
- 1855-1878-1881 izmit Selanik sakız adası depremi
- 1903 Muş depremi
- 1912 Mürefte Tekirdağ depremi
- 1919 Balıkesir Ayvalık depremi
- 1939 Erzincan depremi
- 1942 Niksar depremi
- 1943 Tosyadık depremi
- 1944 Bolu Gerede depremi
- 1953 Baf depremi
- 1966 Varto depremi
- 1970 Gediz depremi
- 1975 Lice depremi
- 1976 Çaldıran depremi
- 1999 Gölcük depremi
- 1999 Düzce depremi
- 2011 Van depremi
- 2020 Elazığ depremi
- 2020 İzmir Ege depremi
- 2023 Kahramanmaraş depremi
- 2023 Hatay depremi
- 2023 Gaziantep depremi
- 2023 Adana depremi
- 2023 Elazığ depremi
- 2023 Adıyaman depremi
- 2023 Diyarbakır depremi
- 2023 Şanlıurfa depremi
- 2023 Malatya depremi
- 2023 Kilis depremi
- 2023 Osmaniye depremi…