Bir toplumu kalkındırmak, eğitim seviyesini yükseltmek için uğraşan, rahat ve huzurlu bir yaşam geçirmesi için savaşlar veren, Ülkenin bağımsızlığını koruyan bir lider düşünün! Bir başöğretmen, bir başkumandan Mustafa Kemal Atatürk. Onu ne yazmak, ne de resmetmek, onu anlatmaya yetmez…
1881 yılında genç yaşında ülkesi ve topraklarının bağımsızlığını ilan edecek bir kurtarıcı olarak dünyaya gelecekti. Mavi gözlü, sarışın saçlı bir insan dünyaya gözünü açtı. Atamız ve beraberindekiler ülkemizin bağımsızlığını kazanması ve kutsal toprakları yabancılara bırakmamak adına savaşlar verdi. Yediden yetmişe herkes ülkesinin bağımsızlığı ve toprakları korumak adına uğraş verdi. Çoğu insan toprağı uğruna kanının son damlasına kadar savaştı. Çoğu insan şehit düştü. Çoğu insan gazi oldu. Ülkeyi yöneten, ülkesi için her fedakarlığı göze alan, ülkesini seven ve bağımsızlığını ilan eden bir Komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
Önceliği Eğitim olan, Eğitime önem veren, cehaletle savaşan, ulusun eğitim seviyesini yükselten Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk.
Bizlerin daha iyi ve hür yaşaması için askerleriyle birlikte cephede savaşan, askerlere liderlik yapan Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk.
Ülkemizin kurucusu, bağımsızlığını ilan eden, kutsal toprakları bizlere emanet eden liderimiz. 1938 yılında saatler 09.05’i gösterirken Dolmabahçe Sarayı’nda yaşama gözlerini yumdu. Bütün ülke gözyaşlarını tutamıyordu. Bütün ülke Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gözlerini yumduğu anı unutamıyordu. Nasıl unutulsun ki?
Ülkenin lideri, ulusun önderi yüreği milleti için çarpan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete uğurlamak kolay değildi! Yağmur yağarcasına gözyaşları sel olup; akıyordu…
Bugün günlerden 10 Kasım 1938 bir başka deyişle; Atamızın ölüm yıl dönümü.
O hiç bir zaman ölmedi! O hep bizimle yaşıyor…
O hep yüreğimizin köşesinde duruyor. Onu unutmak ne mümkün! İzindeyiz…
Saygı ve rahmetle ATAM…