Geçmişinizin size ağır geldiği oldu mu hiç?
Hatırladığınızda kendinizi mutsuz hissettiğiniz veya yaşanmamış olmasını dilediğiniz hatıralarınız var mı?
Kimin yok ki dediğinizi duyumsuyorum. Belki de haklısınız…
Kimin yok ki…
Herkesin az veya çok hatırlamak istemediği, elinde olsa zihninden söküp atacağı yaşanmışlıkları vardır illa ki. Zira hayat dediğimiz şey her zaman mutlu olduğumuz anları yaşamamıza izin vermez.
İşte bu durumla ilgili bir terimi ve bu ruh halinden uzaklaşmanın yollarını şöyle bir irdeleyelim isterseniz.
Terim: Ruminasyon
Ruminasyon’un bir terim olarak ortaya çıkması 1960’lara dayanır. O yıllarda Psikoloji alanında Obsesif-kompulsif bozukluklarla ilgili yapılan çalışmalarda bu terimin kullanıldığını biliyoruz.
Terim’in anlamı tam olarak şöyledir:
“İstemsiz olarak ortaya çıkan, kişinin eylemlerini engelleyen, kontrol edilmesi zor, bastırmak için yoğun efor sarf edilen tekrarlayıcı düşünceler.”
Ruminasyon, geçmişte yaşadığımız olumsuz deneyimleri tekrar tekrar düşünme ve yaşadıklarından dolayı bireyin kendini bu durumlardan bir çeşit sorumlu tutma eğilimidir.
Kişi geçmişte yaşanılan olumsuz bir yaşantıyı süre geçmesine rağmen hala hazmedememiş ve bundan dolayı strese neden olan bir kaygı yaşıyorsa ruminasyonu ileri düzeydedir diyebiliriz.
Ruminasyon ele geçirdiği zihni bulanıklaştırarak kişinin kendini kötü hissetmesini sağlar. Yaşadığı olaya neden olan unsur üzerinden kişiye gerek vicdan azabı hissi gerekse de öfke hissi meydana getirir. Bunun sonucunda da hem yaşadığı anı hem de gelecekte yaşayacağı durumları olumsuzlaştırarak hayatı dramatik hale sokar. Kişi melankolik bir ruh haline bürünür. Olaylara mantık çerçevesinden çok duygusal yönden bakar. Bu da farklı yeni çıkmazlara neden olur.
Bunun yanında kadınların yapı gereği erkeklere göre iki kat fazla depresif belirtiler göstermesinin nedeni ruminasyondur. Çünkü kadınlar yine yapıları gereği erkeklere göre daha fazla ruminasyon yapıp daha fazla psikolojik tabanlı davranış sergileme eğilimindedirler.
Peki, bazı zamanlar hayatı çekilmez kılan ve insanın yaşama arzusunu yok eden ruminasyondan kurtulmanın yolu nedir?
Birçok problemde olduğu gibi öncelikle bu durumun içinde olduğunuzu kabul etmeniz bundan kurtulmanızın ilk ön şartıdır. Zira hiçbir rahatsızlık gerçekçi olmayan ve kabul edilmemiş bir iradeyle çözüme kavuşamaz. Yani önce geçmişe sürekli takılmaktan kaynaklanan bir sorun yaşadığınızı kabul etmeniz gerekir.
Bundan sonra yapacağınız şey sizi rahatsız eden şeyle yüzleşmektir. Bu durumu kendi kendinize değerlendirmeye çalışın. Bu şeyin sizi neden bu kadar etkilediğini bulmaya yönelik bir beyin jimnastiği yapın. Sorun yaşadığınız düşünce için endişenizin sebebinin gelecekte olası bir sorun oluşturması mı yoksa yaptığınız şeyin vicdanınızda yarattığı bir duygu mu veya bu söylediklerimizin ötesinde mi bir şey mi olduğuna karar verin. Buna vereceğiniz cevap sizi endişelere sevk eden düşüncelerle savaşmanıza yardım edecektir.
Buna cevap vermişseniz artık muhatabınızın kim olduğunu da keşfetmişsiniz demektir. Artık kaygılandığınız şey tam olarak karşınızda durmaktadır ve bundan kurtulmak için yapacağınız tek şey kendinize doğru sorular sorarak bu duygunun artık sizi esir almasına engel olmak ve kendinizi bu girdaptan uzaklaştırmaktır.
Bu aşamadan sonra çevrenizle olan entegrasyonunuz sizin bundan sonraki hayatınızda belirleyici olacaktır. Çünkü dünyayla ne kadar çok iletişimde bulunursanız zihninizdeki yeni hatıralar o derece artacağı için zihninizin geçmişte yaşanılan olumsuz olaylara yönelik algısı değişecektir.
Yani bilinciniz yeni olaylara konsantre olacak ve eski yaşadıklarınız sizi daha az ziyaret edecektir. Bunun için yeni insanlarla tanışmanız, belli oranda daha fazla sosyalleşeceğiniz aktivasyonlarda bulunmanız, zamanınızı boş geçirmenizi engelleyecek sosyal gurupların içinde yer almanız ruminasyon olmanızı engelleyecek ve sizi derinden etkileyen bu düşüncelerden kurtulmanızı sağlayacaktır.
Buradaki en önemli unsur mümkün olduğunca yalnız kalmamaktır.
Yazının tamamı “ NÜANS” adlı kitabımda yer almaktadır…