Bir insana değerli olduğunu hissettirmek gönlün inceliğinden kaynaklanır. Kendini değerli gören bir kimse her insana önce insana olduğu için değer verir.
E zaten insan sahip olduğunu verebilir ancak. Kendinde ne mevcutsa karşısındaki ile de bunları paylaşacaktır. Elbette her varlık için değer verme şekli aynı olmayacaktır. Değer vermek karşındakinin senin için ne kadar özel olduğu ile doğru orantıda artacaktır.
Sadece insan olduğu için değer verdiğin birisi ile sana özel hissettiren, yanında olmanın bile keyif verdiği birisinin farkı olacaktır.
Her ne kadar kendine değer veren karşısındakine de aynı oranda değer verir demiş olsam da, bu durum bazı istisnalar barındırmakta.
Bir bakışı ile sana cenneti yaşatan, somurttuğu anda dünyaları başına yıkan birisi için beklentisiz verdiğin değer, kendine verdiğin değerin kat be kat üzerinde olacaktır. Hatta kendini unutmana bile sebep olabilir bu durum.
Bazı rüzgârların küçük bir kıvılcımı şehirleri yakacak kadar büyük yangınlara çevirebildiği gibi, bazı insanlar da küçük bir kıpırtıyı bir kalp çarpıntısına çevirecektir. Düşünce ve mantık kavramının devreden çıkması ile de artık kontrolsüz bir duygu seline dönüşecektir.
Kontrol altına alınamayan bu duygu seli bir süre sonra benliğinde dahil tüm değerleri alt üst edecektir. İşte asıl kaybetme bu süreçte başlar. Kendini ne kadar kaybedersen, karşındakini de o hızla kaybetmeye başlarsın.
Unutma, kendi değerini kendin öğretirsin insanlara.
Değerini bil ki, değerli olasın.
Sevgi ve muhabbetle.