Karanlığa çekildiğimizi hissederek yaşamaktan ve her şeyden bıkabiliriz. Sadece saf ve içten duygularla yaşadığımız herhangi bir olumsuz deneyim bir anda her şeyi sıfıra indirebilir.
Nefesimi tutup en derin sulara dalmış gibi hissediyorum. Karanlıklarda dibe dibe indikçe çırpınmaya mecalim kalmıyor bir süre… Gözlerimi yakan iyotun ağırlığı gibi ağırlaşmış, uyuşmuş gibi yarı ölü bir vücut şu anda sürüklediğim…
Korkularımızla yüzleşmekten kaçınma şeklimizin bir çeşit yansıması bu yaşadığım. Sonrası ise ; bir silkeleniş bir ayıkma , bir durulma ve yeniden canlanma. Hayata yeniden başlamış gibi sığ ve duru bir uyanış.
Hiç beklenmedik bir anda yaşanan şokun meydana getirdiği ıstırabın tecellisi. Uzaktan değil, çoğu zaman yakından tanıklık ettiğimiz ama başımıza gelmeden de kesinlikle anlamlandıramadığımız bir duygu değişimi. Güçlü hissettiğin anda yere çakılmak, bulutlarda uçtuğunu düşündüğünde ise kabusa uyanmak.
Ne olduğunu anlamadan son nefesini her an verecekmiş gibi!.. Bir yılanın boynuna dolandığını ve bu hayatta belki de varoluşunu tamamladığını sanıyorsun. Bezginlik , tükenmişlik, savaşmaktan yorulmuş bir kahramanın sonu gibi geliyor yaşadıkların.
İliklerinde akan kan mı yoksa buzdan oluşan bir sıvı mı? Sinsi bir düşman gibi ilerliyor ve tüm vücudunu ele geçiriveriyor. Ölüm gelsin istiyorsun belki o anda!.. Hazır mısın peki bu sona? Belki evet belki de hayır. Kararsız ve tutarsız.
Ne bu peki? Çaresiz ve acı dolu hissetmek mi yoksa artık dünyanın sonunun geldiğini anlayıp da teslimiyete bürünmek mi? Belki de hepsi birden saldırıya geçiyor. Biraz kendini akışa teslim ettiğini, kabullenişe evrilip, adımladığını varsayalım. O zamanda ayrı işkence çeker hassas ruhlar. İçine sindiremediklerin içinde ki ateşi körükler durur.
Derine daha daha batmanın ve zihnini devre dışı bırakmanın sızısı…
Son bir çırpınışa uyanabilmenin sırası şimdi. Kırmızı çizgi. Ya batacaksın karanlıklarında, ya da daha da güçlü bir şekilde savaşacak ve kazanacaksın bu savaşı.
Yukarılara doğru içsel tırmanışı gerçekleştirebilen ve mantığa bürünen sıyrılarak devam edecek bu yolculuğuna. Yıkılmak da var düşüp kalkmakta var bu hayatta. Marifet tam zamanında silkelenip ayıkmak. Korkularımızla yüzleşmek ve durumu kabullenmek.
Suyun yüzeyine çıkan bedene eşlik eden ruhun canlanması. En kara geceden en parlak güne uyanmak gibi. Hayatın dik yokuşunu çıkmak.
Kıyılarda dinlenip, yeni ufuklara yelken açmak. Yüzmeyi bilirsek dalgalara direnebiliriz. Bazen de uzatılan can simidine tutunur, gözyaşlarımızı birlikte sileriz.
Hayat bu işte!.. Biraz umut, biraz düş kırıklığı..
Yine de güzel, yine de yaşanası.