Doğanın kanunudur, hayat yolculuğunda mutlak bize yoldaşlık yapacak dost ve arkadaş edinmek. İnsanın doğasıdır gönlünü, fikrini, zikrini, bir başkasına dökmek.
Haa! Bu bir başkası aklına, mantığına ve hayat görüşüne uygun ise biz bunlara dost deriz! Beraber güler, beraber ağlar, beraber öfkeleniriz. “Hata hatadır, başkası üzerinde! Dostta ise tatlı beladır.” Kızmayız gücenmeyiz, destekleriz… Tabi dosta göre…
Çocukluk çağlarınızda arkadaşlarınızı saydığınız olmuştur elbet!
Parmak sayısını geçtiği vakit daha bir sevinir, övünür, söyleniriz. Bir de hemcinsçiyiz. Erkek erkeğe, kız kıza tabirleri çocukluk döneminden girer hayatımıza, sonra ergenlik gençlik derken karşı cinsle arkadaşlıklar kurulur. Ali Ayşe’ye aşık olur. Ayşe Aykut’a, Aykut Selin’e Selin Ayşe’ye derken, bumerang gibi ilişkiler yaşanır.
Aslında kimse kimseye aşık değildir! Aşk aranıyordur. Artık kimde bulabilirsek. Kankalar artar o süreçte, dostluk yaşlı bir deyimdir!
Sırlar… Sır oyunları vardır, sırrını vermeyen kankadan sayılmaz, gurubun dışında kalır, yaşaya göre kankalar beşten üçe, aşklar Ali ile Ayşe’ye kalır.
Bir de erkek der, aslında ilk gördüğüm günden bu yana seni seviyordum da, da işte! Ah toyluk! Güzel mi güzel, temiz mi temiz..!
Artık yaş Kemal’e, Ali Emel’e gitmiştir. Bir zamanlar kördüğüm gibi bağlandığımız kankaların bağı çözülmüş, devri bitmiştir.
Yerine kalbi kalbinize, acısı acınıza, görüşü görüşünüze uygun dostlar gelmiştir. Az insan, öz insan mantığıyla dost kelimesinin karşılığı bir elin parmağını geçmeyecek şekilde sayısı düşmüş, sır verme olayı tedavülden kalkmıştır.
Başın yorula yorula öğrenmişsindir susmayı.
Ve artık gerçek aşkla tanışmış, ya ele kaptırmış uzaktan izliyor ya da açılamamış kalbinde besliyorsundur…
Eee tabi, elbet karşılık bulup bir araya gelip, sevgili ya da karı koca da olmuş olabilirsin! Bu defa da aşkı tarihe gömüyorsundur!
Aşk özlemek ve kavuşamamaktır! Kavuştuğun vakit geçer! Farz et ki, vitrinde ulaşılması zor bir hayalin var, bütçen yok! Gece gündüz hedefler arzularsın. Gün gelir ulaşırsın, hiç bir anlamı kalmaz… Hatta! Verdiğin mücadeleyi de unutmuşsundur. Aşk da böyledir işte… “Kavuşunca biten, özlemeyince kalbinden giden his.”
Aşktan dilin yanar, dosttan dilin yanar, sırtında güvenin izleri, sağını, solunu pişmanlık kaplar, gönül kırıldı mı öyle bir özürle, tamir olmuyor, Aslında bir cümleden de kırılmıyor.
Her acı darbede bir çatlak alıyor ve en sonunda kalp buna dayanmıyor…Ve geriye ne kalıyor? Yalnızlık!!!
İşte insanın dönüşüm noktası, kendini bulma evresi! Gönüldeki yaraları iyileştirmek için, doktorun sana verdiği hayat perhizi… Yalnızlık, nice başarılı insanların özüdür! Yalnızlık, Yaradanla içselleşip, yarattıklarının farkındalık sözüdür.
Aşkı ilahileştirip, farkındalığın son evresidir! “Sonuç değil tercih olduğu vakit.”
Nice kalabalık günlerin son demidir… Akıl, mantık, kalp üçgenidir!
Ve birdir!
Maneviyatın, maddeleşmekten ayrımı, soyut doyuma ermektir…
Ayıklayacak çöpünüz kalmaz işittiğiniz cümlelerde. Kararı veren, alan ve uygulayan sizsinizdir. Yaş ile hiç bir alakası yok, yaşanmış tecrübedir. Doğayı daha çok sevmek, evindeki fazlalıklardan arınmak, birkaç baş ucu kitabı ve birkaç edinilmiş mekan, yüzlerce gürültünün içerisinde edinilmiş sessizliktir. Gözlerinin içine bakan masum bir kedi ya da köpektir. İyilik yaptığın için nankörleşmeyen, sadece sizden beklenilen sevgi, menfaate bulaşmayan, yanlışınızı büyük ekrana çevirmeyen, saflığın şeffaf rengi…
Elbet yanınızda eşiniz, çoluğunuz çocuğunuz olabilir. Bunlar hayatın yoldaşları, kendinizi fark ettiğiniz vakit yolu sizsiniz…
“Yalnızlığın asaleti soytarıya soğuk, gevezeye bozuk gelir.”
Ben dünyaya dalarken, bir köşede unutulmuş birini gördüm. Yalandan gömlekler uymuyordu. Üzerine ve muhabbet sofrasında dedikodu dokunuyordu nefsine. Masadan kalktı, gitti ardına bakmayarak, o günden sonra toplumda adı yalnız oldu, kendi ruhunda ödül kalbine inanarak… Üzerinizdeki gömleğe bakın!
İki dirhem bir çekirdek olsanız, el alemin gözünde hep bir kusurlusunuz. Menfaatlerine göre çıkarlarına göre…
Haa! Hep bu dünyada tek siz mi doğrusunuz! Bana göre yanlış olan, sendeki doğruya göre.
Tanıdığım yüzlerce insan oldu, okuduğum kitaplara göre ve hepsi tek şeyi savunuyordu.
Çok insan, çok çile…
“Has arkadaş yalnızlıktır, yaşadığım tüm arkadaşlıklara göre.”
Sevgiler, saygılar.
Aşkı ilahileştirip, farkındalığın son evresidir! “Sonuç değil tercih olduğu vakit.”
Nice kalabalık günlerin son demidir… Akıl, mantık, kalp üçgenidir!
Ve birdir!
👏🇹🇷👏🇹🇷👏
Kalemine yüreğine sağlık güzel yüreklim 👏👏👏👏👏👏👏
Yüreği güzel şairem 👏 yine nokta atışı sözler,yine doğru anlamlı hisler, çokluk her zaman olduğu gibi yorucu ve yıpratıcı en güzeli sessiz ve kimsesiz yanlızlık…
Kalem, kelam daim yüreğin varolsun…❤️
Çok güzel canım diline yüreğine emeğine sağlık kalemin daim olsun
Yüreğine kalemine sağlık muhteşem bir yazı.. Tercih edilmiş bir yalnızlığın keyfini herkesin yaşayabilmesi dileğimle
Yüreğine duygularına sağlık canım benim
Başarılarının devamını dilerim 👏👏❤️🌹
Çok guzel kalemle almışsın cnm diline kalemine sağlık
Canım arkadaşım yine döktürmüşsün yüreğine kalemine ellerine sağlık can dostum❤️🔥🤗😘
Çok güzel olmuş gerçekten yüreğinize sağlık 👏👏👏
Bunu seslendirmeyi denicem:)