Siyasetten sonra hemen herkesin fikrinin olduğu ama bilgisinin az olduğu global alan, futbol…
Son yıllarda kadınlar da bu alanda ön plana çıksalar da yine de erkekler, yediden yetmişe sporun bu en popüler oyununu konuşmadan sohbetlerini yapmıyorlar.
Başta İngiltere, Almanya, İspanya, Fransa ve İtalya insan yoğunluğunun hakkını vererek bu alanda ilk sıraları teşkil ederlerken ülkemiz gibi kalabalık nüfus yoğunluğunun yanı sıra ‘‘Genç’’ nüfusu fazlalık göstermesine rağmen, geniş kitlelere hitabeden futbolda bir türlü istenilen noktaya gelemiyor…
Nasıl gelsin ki!!?
İyi yönetilemeyen kulüpler…
Kulübün mali yapısını çok iyi bilmesine rağmen, gelecek dönemlere borç yükü bırakan yöneticiler…
Objektif olmayan basın, yayın organları ve çalışanları…
Birbirlerini değersizleştirme yarışında olan, ekran ve mikrofon meraklısı yöneticiler…
Ekmeğinin peşinde ama taraftara oynayan, mesleğine saygısı olmayan oyuncular…
Süreci yönetmeye gelen, ‘‘atanmış’’ (!) mış gibi yapan insanlar…
Kurdukları birliğin ‘‘Kulüpler Birliği’’ nin amacından bihaber yöneticiler..
Menajerlerle iş tutanlar…
Ve en önemlisi de kendi gençliğine inanmayan, yetişmiş oyuncusuna güvenmeyip yabancı sınırlaması üzerinden kaos yaratan futbol yöneticileri…
Başta futbol olmak üzere, özellikle futbol dalında üst seviye tesislere imza atan, kulüplerin sırtından stat yapma yükünü alan Devlet politikasına rağmen…
Dünya ve Olimpiyat şampiyonalarına çok sayıda sporcu göndermenin yanında, özellikle ‘‘Bireysel’’ sporlar ve Voleybol, Basketbol, Boks ve Karate gibi dallarda da takım halinde başarılı sonuçlara rağmen…
Trilyonların konuşulduğu ‘‘Futbol’’ oyununda; üst yapıya çalışırken ‘‘ALTYAPI’’ ya gereken önemi hala vermeyen bir yönetici kafalarına sahibiz…
Sadece tesis değil, eğiticilerinden, eğitimlerine, fiziksel ve ruhsal gelişmelerinden, psikolojik sağlamlıklarına ve de beslenmelerinde izleyecekleri en doğru yolları, ekipman ve yetiştiricileri onlara sunmadıkça, ülkemizde futbolun MARKA DEĞERİ artmayacaktır.
Hal böyle olunca da, bu sektörün yaşam pınarlarından en önemlisi olan ‘‘SPONSOR’’ konusunda da geriye gidiş hızlanmaktadır.
Yayıncı kuruluşun 550’li rakamlardan 110 milyon avroluk rakamlara gerilemesi karşısında çaresiz kalan TFF ve Kulüpler buradan gelecek paylarının minimal oluşuna razı durumdadırlar.
Zaman hızla ilerliyor, önde olanlar arayı açıyor. Geride olanlar da yaklaşıyor…!!
Toparlanmamız ve gücümüzün farkına varıp onu profesyonel yönetimle hak ettiği yere taşımalıyız..
Buna ihtiyacımız olduğu kadar, gücümüz de var.