Eğitimden sadece öğretmenler sorumlu değildir. Hepimiz hep öğretmenleri sorumlu biliriz. Ancak eğitimi sadece öğretmenlere bıraktığımız zaman hata yapmış oluruz.
Eğitim; öğretmen, aile, öğrenci ve okul koordinasyonu ile gelişir, yararlı olur. Yoksa çocuğu okula gönderip evde üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeden onların takibini yapmadan, ellerinden telefonu düşürmeden ne şimdi ne de gelecekte başarılı oluruz.
Öğretmenlerimizle devamlı fikir alışverişinde bulunalım. Düşüncelerimizi paylaşalım. Çocuklarımızı özenerek yetiştirmeye çalışalım, telefona ve bilgisayarlara esir etmeyelim. Ne kadar yorgun olursak olalım az da olsa eve geldiğimizde onlara zaman ayıralım. Bir futbol maçına, kahvehaneye, konserlere vb. yerlere nasıl vakit ayırıyorsak çocuklarımıza da vakit ayırmamız gerekiyor. Çocuklarımız maçlardan ve kahvehanelerden daha önemli değil midir?
Tuttuğumuz takımın bütün takım oyuncularını sayıyoruz. Şahit olduğumu söylüyorum. Ama çocuğunun hangi sınıfta olduğunu, okuduğunu bilemeyen, öğretmenlerinin adlarını bilmeyen veliler biliyorum gördüm de…
Çocuklarımıza harçlık verdiğimizde, giyimini aldığımızda vb. sorumluluğumuzun bittiğini düşünüyoruz. Aslında sorumluluğumuzun eğitim hayatında da devam etmesi gerekmektedir.
Bir diğer hatamız da okul toplantılarına katılmamak. Oralardan güncel haberdar olmuyoruz, olamıyoruz. Genelde anneler toplantılara katılırlar. Eşleri bu tür toplantılara katılmazlar tabii ki annenin anlattığı kadar haberdar oluyorlar. Velhasılı kelam çocuklarımıza zaman ayıralım hafta içi veya hafta sonu onlarla ilgilenelim. Ders başarılarını veya başarısızlıklarını takip edelim, takipte olalım.
Üzerimizdeki sorumluluğumuzu başkasına havale etmeden anne ve babalar olarak bizler de eğitimdeki çalışmaları çabalarımızla desteklemeliyiz ki çocuklarımızın iyi yetişmesinde de katkımız olsun. Biz de huzurlu olmanın hazzını yaşayalım.