Herkese merhabalar. Bu ay Koçlukta Kuramlar ve Yaklaşımlar konularımıza biraz ara verdik biliyorsunuz. Bu ayki yazımın konusu BESLENME KOÇLUĞU’nun devamı (konu çok uzun sevgili okuyucularım)…
Daha önceki yazılarımda koçluk mesleğinin ne olduğunu ve ne gibi yaklaşımlar ile çalıştığını ve hangi ekollerden etkilendiğini, hangi teknikleri kullandığını yazdım. Diğer yazılarımda bunların hepsini bulabilirsiniz. Ancak ilk defa yazılarımı okuyacak kişiler de olabileceği için yine koçluğun üzerinden bir geçeceğim.
Koçluk mesleğinde, biz koçlar tıpkı bir navigasyon gibi kişinin var olan potansiyelinin ortaya çıkması ve kişinin kendi oluşturduğu engelleri görmesini sağlayan ve bunlara kendi eylem planları doğrultusunda davranışsal değişimler oluşturup, dönüştürmesini sağlayan yol arkadaşıyız. Söyle düşünelim; her bireyin bir dönüp kendi eylemlerine bakması, hayata bir mola verip kendi hikayesindeki mesajları alması gereken bir farkındalık noktası oluşur. Öyle ki, bir otobanda son sürat gidiyorsunuz ve sadece önünüze bakıyorsunuz. Oysa yol kenarındaki ağaçlar çok güzeller ve o hızla hiçbirini göremiyorsunuz. Tam olarak bu noktada varacağınız hedef için tüm potansiyeli 360 derecelik bir bakış açısı oluşturarak bireyin engelleri, fırsatları, güçlü ve zayıf yönleri ile kişinin kendi farkındalığına varmasını sağlıyoruz. Peki bunu nasıl yapıyoruz? En güçlü silahımız olan farklı bakış açısı oluşturan güçlü sorular ve de gerçeklik terapisiyle çok benzeşik olan bireyi geçmiş ve de kurgusal düzlemden akılcıl bilinç düzeyine çıkararak. Tabi ki bu noktada çalıştığımız bireylerin aldıkları koçluk uygulamaları birçok bölümlere ayrılıyor, haydi bakalım bunlar neler?
Yukarıda da minik bir giriş yaptığım gibi, bir koç birden çok niş alanına yani bölüme sahip olabilir. Örneğin İlişki Koçluğu, Öğrenci Koçluğu, Lider Koçluğu, Beslenme Koçluğu, Meditasyon Koçluğu, Holistik Koçluk, Spor Koçluğu ve Nefes Koçluğu gibi. Bazı niş alanları koçlara da yapışabilir. Örneğin, bir lider ya da yönetici koçluğu üzerine yapışmış bir koç sadece bu yolda kurumsal olarak ilerleyip büyük şirketler bünyesinde çalışabilir. Ya da bir öğretmen öğrenci koçluğu yetkinliğini alıp sadece bu yönde ilerleyebilir. Koçluk mesleğine sahip olan biz koçlar farkı işlerde yetkinlik kazanmak için bir çok eğitimler alıp, seçtiğimiz tek bir alana yönlenebileceğimiz gibi Sadece loç (seviye 6) olarak güncel her konu ile çalışabiliriz. İşte bu niş alanlarından biri de benim yıllardır yaptığım Beslenme Koçluğu.
Peki Beslenme Koçluğu?
Koçların hiç de girmeyi seçmedikleri bir alan diyebilirim. Benim de üzerime yapışan niş alanlarımdan biri Beslenme Koçluğu. En çok yaptığım koçluklar Öğrenci Koçluğu, İlişki Koçluğu ve kimsenin yapmak istemediği Beslenme Koçluğu ki, ben Beslenme Koçluğu yapmayı çok seviyorum. Buradaki danışman mekanizması diyetisyen ve kendisine ait olan ekolü ile tecrübeleri ile Koçun motivasyon destek ve de takip sistemi giriyor devreye diyebiliriz. İşte tam da bu nedenden pek kolay olmayan bir alan. Beslenme Koçluğu sadece sözsel bir iletişim ve de kişinin sadece eylem planlarına bağlı olmuyor. Danışman mekanizmasının kural koyucu noktası (diyetisyen) ile yukarıda yazdığım en önemli olan motivasyon ve takip kısmında Koç devreye giriyor. Kişilere yeme davranışında değişiklik yaptırma gibi birçok fiili eylemde bir takım kurallara uyulup uyulmadığı Beslenme Koçu tarafından takip ediliyor.(İşte bu takip kısmı yüzünden koçlar beslenme Koçluğu yapmayı seçmiyor. Normal bir koçluk görüşmesinde haftada belki bir-iki gün takip yapılırken besleme koçluğunda bir günde en az 5 ve daha fazla takip etmek gerekiyor) Bu da danışman olarak diyetisyenin koyduğu kurallar ve çizdiği yol ile oluyor. Ve koçun yaptığı görüşmeler ile kişinin besinlerle kurduğu ilişkinin gerçekleri gösterilmeye çalışılıyor.
Süreç nasıl işliyor?
Diyetisyenin hazırladığı listeler her gün düzenli olarak atılıyor ve sıkı bir takip ile sonuçlar muazzam oluyor. Peki ben beslenme koçluğunu nasıl çalışıyorum? Genelde 21 günlük kamplar halinde çalışıyorum. Bunun ilk nedeni ise ilk davranış değişikliği için gerekli olan sürenin 21 olması. Burada şunu eklemek isterim ki yaşadığımız coğrafyada her ne kadar biyolojik olarak 21 gün denilse de 40 sayısının çok farklı bir misyonu var. Bu yüzden çalıştığım kişilere kamp bitse bile 40 günü tamamlamak yani alışkanlık değişimi için üç 21 kuralını hep hatırlatıyorum. Kamp bitse de benden kurtuluş yok diyebilirim. Genelde kampları grup halinde yapıyorum ve yıllardır yaptığım çalışmalara da baktığım zaman bireysel bire bir yapılan beslenme koçluğundan çok daha performansların arttığına şahit oluyorum. Biopsikososyal olan bizlerin evet biyolojik bedeni verdiğimiz listelere kiloları verirken, grup enerjisi ile psikolojik ve de sosyal olarak da bireylere farklı bir atmosfer yarattığına hep şahit oldum. Bunun en büyük nedeni pazartesi başlayıp Salı terk edilen diyet sisteminin grup içindeki bir katılımcının tam da diğer bir katılımcının vazgeçeceği anda gruba fotoğraf atan bir başka katılımcı dan feyz alması diyebilirim. Tabi ki günde 7 kere sesleniyor olmam da olabilir. Kilo verme çok meşakkatli bir iştir ve çok emek ister, çok motivasyon ister ve sabır ister. Bu yüzden bir koç ile çalışmak her daim o düsen motivasyonu kaldıracak bir yol arkadaşı ile birlikte olmaktır. Zevkle ve şevkle seçilen yolda eğlenerek kilo vermektir. Günlük bir takım aktiviteler ile eğlenceli ve minik rekabetlerde sanıyorum ki kampların en zevkli yanı. Hayatta en çok sahip olmaya çalıştığımız duygumuzun neşe olduğunu düşünürsek bir Beslenme koçu ile çalışmak tam da bu diyebiliriz. Hayatta bazen minik yardımlar almak, bir yol arkadaşı ile ilk adımı atmak gerekli olabilir. İşte bu noktada biz koçlar ile o ilk adımı atabilirsiniz. Minik bir özdenetim öncesi adımı diyebiliriz de buna.
Evet sevgili okuyucularım, bir ay sonraki yazımda Beslenme Koçluğu ile ilgili kazanımları paylaşacağım. Konu çok uzun demiştim…
Hepinizi çok seviyorum.
Sevgiler ve saygılar…