Her çocuk, yaşamını annesi ve babası ile birlikte geçirmeyi ister. Çekirdek aile yapısındaki bütünlük, çocuğun psikolojik gelişimi ve sosyal uyumu açısından önemli yer tutmaktadır. Aile ortamında ki huzur, mutluluk, sevgi çocuğun psikolojisi için besleyici niteliktedir. Bunların var olabilmesi de, eşlerin birbirleriyle uyumu ve anlaşmasıyla doğru orantılıdır.
Eşler arasında huzursuzluk, şiddetli geçimsizlik, fiziksel yada sözel şiddet, tüm aile bireylerinin mutsuz olmasına sebep olur. Bu noktada da aile içerisinde boşanma konusu gündeme gelmektedir. Anne babanın kendi hayatlarına yönelik aldığı bu karar, çocuğun hayatı üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceği için bu konunun sağlıklı bir şekilde konuşulması ve sürecin iyi bir şekilde yönetilebilmesi büyük önem taşır.
Boşanma fikri çocuğa, kendisini güvende hissedebileceği bir ortamda ve karar kesinleştiğinde açıklanmalıdır. Anne baba birlikte bir şekilde, boşanma nedenini, fazla detaya inilmeden, çocuğun gelişim düzeyine uygun bir şekilde ifade ettikten sonra, çocuktan gelecek, geleceğiyle ilgili sorulara kaçamak ve tatmin edici olmayan cevaplar vermeyecek şekilde konuşma sürdürülmelidir. Sürecin devamıyla ilgili olarak, ”baban uzaklara çalışmaya gidecek ya da annen hastanede uzunca bir süre kalacak” gibi belirsizlik içeren cevaplar, çocuğun kafasının karışmasına ve umutlanmasına neden olabilmektedir. Boşanma içeriğiyle ilgili gereğinden fazla bilgi vermek ve çocuğun sindiremeyeceği kadar detayları anlatmak onun zihnini bulandırır ve sıkıntısını artırır. Nedenler anlatılırken diğer ebeveyni suçlayıcı tavırdan kaçınılmalı, çocuğun taraf tutmasını beklemeden, bu kararın iki yetişkin tarafından alındığı, kendisiyle ilgisinin olmadığı, yetişkinlerin bazen anlaşamadıkları şeklinde, keskin ifadelerden kaçınılarak, daha yuvarlak ve genel ifadeler kullanılmalıdır. Neden annemle yada babamla yaşayacağım? Annemle yaşarsam babam nerde yaşayacak? Bir daha babamı görebilecek miyim? Bana ne olacak? gibi çocuktan gelecek sorulara hazır olunması ve bu sorulara net cevaplar verilmesi, çocuğun geleceğiyle ilgili daha çok kaygılanmamasına yardımcı olacaktır.
Boşanma sonrası çocuklar, bir takım tepkiler gösterebilmektedir. Yoğun korku ve endişe durumu, kendisini kötü hissetme, nedensiz öfke nöbetleri ve kızgınlık tepkileri, kararlarla ilgili kendini suçlama, yalnızlık duygusu, reddedilmiş olma hissi, gelişim düzeyinin gerisinde davranışlarda bulunma, uyumak istememe, gece korkuları, ders başarısında düşüş, okul sorunları, mastürbasyon, yoğun bedensel yakınmalar, yeme sorunları, başlıca görülen tepkilerdendir. Anne babaların, yeni bir döneme giren ve uyum sağlamayla ilgili zorluklar yaşayabilecek çocuğunun verdiği duygusal tepkileri gözlemleyip, bu tepkilerin depresyon habercisi olduğunu unutmadan müdahale de bulunması, sürecin en az hasarla atlatılmasında büyük önem taşımaktadır.
Boşanma sadece, çocuk için zedeleyici bir durum değildir, eşler de boşanmanın olumsuz psikolojik etkilerini yaşayabilmektedir. Anne babanın da kendisine iyi geleni kendi için yapması önemlidir. Kendini duygusal olarak rahat hissetmeyen, gergin, huzursuz ve mutsuz bir anne baba, çocuğuna da yardım etme noktasında güçlük yasayacaktır. Eşler arası rollerin bu karardan sonra farklı anlamlar taşıyacağını, anne babalık rollerinin ömür boyu devam edeceğini, onu çok seveceğinizi, her zaman yanında olacağınızı ifade etmeniz, terk edilme kaygısı yaşayan çocuğunuza iyi gelecek, sevildiğini sıklıkla duymak özgüvenini güçlendirecektir.