Kalite sadece markada ya da çok pahalı kıyafetlerde olmuyor, insanın kalitelisi bambaşka…
Yürüdüğü yol, fikirler, bakış açısı vb. bunları geç, bulduğu son kuruşu kitaplara harcayanlar hiç fakir sayılır mı?
Bence dünyanın en asil insanı bilgiye aşina olandır. Çöpe kitap dolduranları da gördü bu gözler, çöpten kitap toplayıp okuyanları da. İşte böyle tezat bir yer burası…
(Harflerin Sen Hâli kitabımdan kısaltılmış bir kesit paylaşıyorum sizinle. Elbette devamı ve bir hikâyesi var. Geçtiğimiz yıllarda ‘çöpten kitap toplayıp okuyor’ sloganı ile birlikte orta yaşlarda genç diyebileceğimiz bir birey haberlere konu olmuştu. Bu olaya istinaden kaleme almış olduğum bir yazıdır.)
İyi bir planınız varsa günün sonunda zamanın esirleri değil zamanın eserleri olursunuz…
İnsanın kalitelisinden bahsettik kalite pahalı mekanlarda pahalı kıyafetler ve yemekler ile boy gösterip bir kaç selfie pozu çıkarmak değildir.
Asıl kalite zamanı nasıl yönettiğiniz ve mensubu olduğunuz fikirlerdir, ne işle meşgul olduğunuzun bir önemi yok ne kadar konforlu yaşadığınızın da iddia ettiğiniz kadar rahat bir yaşamınız olduğunu da düşünmüyorum öyle olsaydı şayet bunu diğerlerine kanıtlamaya çalışmak için aynı kadraja mahkum edilmiş onlarca poz yakalamaya çalışmazdınız.
Sözün özü; para unvan vb küresel kavramlar fikirleri özgürleştirmiyor bilakis o gruba ait olma hissiyatı ile kim ne yapıyor ise aynını yapma gayreti içerisine giriyorsunuz. Amaç fenomen ya da beğenilme ya da ilgi çekme, adına her ne diyorsanız ona dönüşüyorsunuz, adeta bir kanıtlama toplumda yer edinme kavgasının tam olarak içindeyiz ve bu yer edinme telaşı korkarım çürütülen aynı zamanda içi boşaltılan değerler üzerine kuruluyor.
Zamanı kaliteli kullanan insanların nesli tükeniyor.