Mavi bir iç cağız, mavi bir tutku, mavi serzeniş, mavi bir kelam, mavi sabır, mavi melamet hırkası şu alemin…
Gökyüzünün en derinliklerinde saklı bir umut mavi!
Mavi tevekkül, mavi sevgi, mavi şefkat, mavi çokça şükür, mavi iyileştirmek, mavi idrâk…
Kanayan yaralarımıza merhamet mavi!
Biraz mavi dokunsa ruhumuza mavinin duruluğu sarsa içimizi düzeliriz belki!
‘Ben gidersem sazım sen kal dünyada’ diyen Aşık Veysel’in onca kelimler biriktirdiği mavi,
Belki Peygamberlerin sünneti,
Belki de tevekküldür mavi!
Hz. Yusuf’un (a.s.) mavisi; atıldığı kuyu,
Hz. Üzeyr’in (a.s.) mavisi yüz sene uyku hâli,
Hz. İbrahim’in ateşi, Hz. Musa’nın (a.s.) asası belki mavisidir.
Şems-i Tebrizi ‘Mana âleminden bir elif, dışarı fırladı. O elifi anlayanlar her şeyi anladılar. Onu anlamayanlar da hiçbir şey anlayamadılar’ diyor.
Maviden mahrumiyet değil de nedir bu!
Bizimde söyleyecek sözümüz hiç mi yok?
Bir mavimiz yok mu?
Oysa o kadar ihtiyacımız var ki eşyanın deyyumetinden çıkıp maviye akıp gitmeye!
İnsan çıkıp gitmekle gitmiş olmuyor biliriz.
Gökyüzüne kanat çırpmak lazım değil midir?
Üstelik her kanat çırpınışında ayrı bir mana yüklemek gerekmez mi?
Ne diye bu aidiyet çemberine takılmış, kalmışız!
Her ne varsa cümle cihan da içi boşaltılmış arzu ve isteklerden ibaret değil mi sanki!
Eşref-i mahlûk giysisini ne zamandan beri çıkarmışız üstümüzden?
Ne zamandan beri bu kadar kör, bu kadar sağır olmuşuz?
Hayat bu kadar tekamülden ibaretken,
Bir kuşun kanadı kadar titrekken, maviye tutunmak varken.
Gayeye ihtiyacımız mukabilinde alemi keşfetmek, anlayabilmek kelimelerden ötesini…
Eşyadan ve zamandan münezzeh O’lanın sirayetini âkletmek,
Tekrar hem hal olmak Yaradan’ın sıfatlarıyla, melamet hırkasını omuzlamak,
Yusuf’u olmak kendi çölünün, kendi kalbinin kilidini açmak,
Ruhumuzun emanetçisi olmak ve bedenimizin…
Kapısını çalmak hiçliğin ve mavinin!
Hiçbir şey yapamıyorsak bir iz bırakmak,
Kaçmadan, korkmadan, yılmadan aramak,
Zor değil.
İnsan halifesi yeryüzünün, insan dünyası kendi aleminin.
Men câle nâle, kim neyi arar ise ona kavuşur.
Velhasıl kelâm insanın mavisi kendi içidir.
Haydan geldik huya gideceğiz, giderken maviyle gidelim!
Maviye çalınalım!
Saygıdeğer Filiz hocam, mavi sizin kelamınız ile kalemden dökülerek yeni bir anlam buldu. Emeğinize sağlık.
Bencede süper bir kalem diyim👍