(18.01.2021 – Pandemi zamanında yazılmıştır.)
Limoni zamanlar yaşıyoruz farkında mısınız?
Salgın döneminde hayatımızın düzeni değişti. Gönüllü mahkum gibi evlerimize kapanıp her şeyin normalleşeceği zamanları özlemle bekliyoruz. Tadımız tuzumuz kalmadı.
Son zamanlarda pazara gittiğimde çok dikkatimi çekti; diyorum ki salgın her şeyi etkilediği gibi acaba bizim limonları da mı etkiledi? Limonlarda anormal giden bir şeyler var. Hatta bu, aşırı anormal…
Önce rengine bir bakalım. Limon dediğiniz sapsarı olur. İlk görüşte anlarsınız onun bir limon olduğu. Şimdi bakıyoruz portakal mı mandalina mı diyor karıştırıyoruz. Yani renk tam turuncu. Böyle Limon mu olur?
Önceden tanesi 1 lira idi, şimdi kilosu 2 lira. Bu ne bolluk! Limon bu kadar ucuz olur mu? Tabii ki ucuz olsun ama limon, limon gibi olsun.
Çok sulu, çorbaya sıkarken acaba portakal mı sıkıyorum diyorum bazen. Aklıma gelmiyor da değil hani çok üretim olsun diye kabak çekirdeğinden karpuz üretiyorlardı ya acaba diyorum bunda da mı böyle bir Alicengiz oyunu var? Ya da limon çekirdekleri ile oynayıp GDO’lu limonlar mı üretiyorlar?
Bir anormallik mutlaka var. Hani şöyle limonu elinize aldığınızda bir koklarsınız, o güzel kokusu içinize çekersiniz. Şimdiki limonlardan o kokuyu alabiliyor musunuz?
Limonu alıp evinize getirdiğinizde kaç gün dayandığına bir bakın. İster dolapta olsun ister dışarıda birkaç gün sonra çürümeye başladığını fark ediyorsunuz. Halbuki eskiden limonlar öyle miydi, günlerce taş gibi dururdu.
Galiba zaman limoni olunca her şey gibi limonların da mayası bozuldu. Yani şu yiyeceklerde insanların sağlığı ile oynamasalar… Ne anlıyorlar anlamıyorum. Bırakın insanlar doğal olarak tüketsin her şeyi. İlle de daha çok kazanmak için suyun akışını değiştirmek mi gerekiyor?