Tabuları yıkmaya, gerçekleri söylemeye devam ediyorum. Birinin kral çıplak demesi gerekiyor ve evet Kral Çıplak.
Neredeyse yüzyıldır bize verilen yanlış bilgilerden dolayı erkekler nasıl erkek olacağını ve kadınlar nasıl kadın olmaları gerektiğini unuttular.
Günümüzdeki evliliklerde, ilk bakılan husus, evlenecek çiftlerin maddiyatı. İster kadın olsun ister erkek olsun, artık herkes maddiyata bakıyor. Maddiyata bakın tabi ama ben de size şunu söylemek istiyorum. Maddiyat evlilikte en önemli husus olsaydı, zengin çiftlerin hiç birinin boşanmaması gerekirdi, ama istatistiki veriler esas alındığında en çok boşanma maddi durumu iyi olan çiftler arasında gerçekleşiyor.
Maddiyat ilişkide belli bir yere kadar önemlidir. Yani bir çiftin temel ihtiyaçları karşılanıyorsa artık hem kadın hem erkek maddiyatla çok ilgilenmez. İnsan psikolojisinin bir gerçeği de budur zaten. Hiç araba sahibi olmayan birinin ilk hedefi iyi kötü bir araç sahibi olmaktır. Daha sonra üst segment araç sahibi olmak, ve insanın isteği hiçbir yerde stop demez, hem daha üstüne ulaşmaya çalışır.
Evlilikte maddi sorun yoksa, bu sefer çiftler başka şeylere odaklanırlar. Çünkü erkeğin ve kadının bazı duygularının tatmin edilmesi gerekiyor. Bu duygular tatmin edilemezse sonuç hüsran olacaktır.
Erkeklerde koruma duygusu denilen bir duygu vardır ve eşlerini seçerken koruyabilecekleri kadınları seçmeye çalışırlar. Bu erkeklerde doğal bir duygudur. Erkekler zayıf, çelimsiz kadınları daha çekici bulabilir, neden? Çünkü onu daha iyi koruyacağını düşünür veya o çelimsiz kadının daha korunmaya muhtaç olduğunu düşünebilir.
Fakat erkek, bir kadını maddi yönü ile değerlendirirse, o zaman evlendikten 1-2 sene sonra bu sefer kadının korunmaya ihtiyacı olmadığı için o kadından uzaklaşır. Bir erkeğin içinden geçen duygular var, korumak istiyor ama bunu yapamıyor çünkü kadının korunmaya ihtiyacı yok.
Maskülen erkek yani Alfa erkek, güçlü kadınlardan hoşlanmaz, bunun sebebi erkeğin kadını kıskanması değil, erkek kendine has olan koruma duygusunu yaşayamıyor.
Erkeklerde evet cinsellik çok önemlidir ama koruma duygusu da en az onun kadar önemlidir. Erkeğin içinden gelen o koruma duygusunu yaşaması gerekiyor. Bunu yaşayamadığı zaman içinde sıkıntılar oluşuyor.
Peki bir erkeğin koruyucu olabilmesi için ne gerekir. Bu erkeğin fiziksel olarak çok güçlü olması, şiddete meyilli olması, bunu açacağım hemen aaaa demeyin, dahası kadınlar şiddete eğilimi olan, şiddete meyilli erkeklerden hoşlanır, çünkü şiddete meyilli erkek cesurdur, güçlüdür, koruyucudur.
Erkek tarih boyunca kadını maddi ve manevi olarak korumuştur. Buna maddi manevi değil de fiziksel ve materyal olarak korumuştur da diyebiliriz. Fiziksel koruma kadını etraftan gelebilecek tehlikelere karşı korumaktır. Günümüzde bunun çok fazla bir anlamı kalmadı çünkü savaş yapılmıyor, bir kabile başka bir kabileye saldırıp oradaki kadınları esir almıyor, böyle olaylar yaşanmadığı için erkeğin kadını fiziksel olarak korumasına çok fazla ihtiyaç duyulmuyor. Erkekler şu anda bunun sıkıntısını yaşıyorlar.
Kadınların şiddete meyilli erkekleri tercih etmesinin sebeplerinden birisi de budur. Ama çoğu kadın bu konuda yanlış tercih yapar, kendisine şiddet uygulayacak erkeği seçer. Bu kadının genlerinde mevcut olan korunma duygusundan ileri gelmektedir. Erkekler kendilerinde var olan mevcut şiddeti başka tarafa yönlendirilemediği için, kadına şiddet uygularlar.
O yüzden ben diyorum erkeklere, dövüşmeyi öğrenin, silah kullanmayı öğrenin, ata binmeyi, bunun gibi fiziksel aktiviteleri öğrenmeye çalışın.
Herhangi bir tehlike anında hep ne denir? Önce kadınları ve çocukları kurtarın, neden? Niye önce erkekleri kurtarmıyoruz. Erkeklerin günahı ne? Erkeklerin bir günahı yok, erkeklerin genlerinde bu var, illa koruyacak.
Mesela sokakta bir adam ve bir kadın kavga ediyor, yabancı ve bu çifti hiç tanımayan bir erkek tutar olaya müdahale eder. Bir kadın bunu yapmaz. Bir kadın sadece belki sözle yapmayın etmeyin falan der ama bir erkek bodoslama dalar, neden? Yine aynı sebepten dolayı, doğasında var olan koruma güdüsü. Aynı olayı gören kadın araya girip müdahale etmek yerine olaya müdahale edecek bir erkek arar.
Erkeklerin kadını diğer koruma şekli, kadınına maddi imkanlar sunmasıdır. Şimdi bir kadın kendi parasını kazanıyorsa erkek ona bir maddiyat sunmak zorunda kalmaz. Bu da erkeğin kadını koruma duygusunu yaşayamamasına sebep oluyor.
Erkek günümüz koşullarında kadını fiziki olarak korumak zorunda değil çünkü medeni bir toplumda yaşıyoruz, başka bir kabile gelip kadınımıza çocuğumuza saldırmıyor, erkek maddi olarak da kadına bir şeyler sunmak zorunda değil. Kadının zaten kendi maddiyatı var. E ne yapacak bu erkek, kendi içinde büyük bir tatminsizlik yaşayacak ve kendisini işe yaramaz biri olarak görecek. Erkek kendisini işe yaramaz biri olarak görünce bu sefer çözümü dışarıda aramaya başlar. Çünkü birinin ona kendisinin işe yarar biri olduğunu hissettirmesi gerekiyor. Bu başka bir kadın da olabilir, erkeğin işi ile alakalı bir durum olabilir. Başka şeyler de olabilir.
Kadın iki türlü koruma istiyor. Birincisi erkek güçlü olmalı ve fiziki olarak onu koruyabilmeli. İkincisi erkek parasal olarak da güçlü olmalı ve kadına karşı sağlayıcı olmalı. Çünkü kadın asla kendisi ile eşit bir erkek istemez. Erkek mutlaka kadından daha güçlü olmalı, daha üstün olmalı. Yoksa bu ilişkinin yürümesi imkansız.
Peki kadınlarda ne var. Kadınlarda ise söz dinleme duygusu vardır. Söz dinleme derken erkeği kabul etme, erkeğin dediklerini yapma, erkeğin kendisine çizmiş olduğu yönde gitme ihtiyacı vardır. Kadınlar rehber erkek arıyorlar.
Şu an günümüzde çizilen güçlü kadın imajı hem erkeğe hem de kadına zarar veriyor. Erkeğe zarar veriyor, erkek bahsetmiş olduğum hislerini yaşayamıyor, kadına zarar veriyor, kadın da arzu etmiş olduğu hisleri yaşayamıyor.
Kadının amacı cinsellik değildir. Kadın istediği kadar erkekle zaten birlikte olur. Hangi erkek kadına hayır diyecek, kadının asıl aradığı lider erkek, ona yol gösteren erkek, onu koruyan erkek. Kadın maskülen enerjiyi arıyor, itaat edeceği erkeği arıyor ama günümüzde bu dengeleri zorla değiştiriyorlar.
Kadınların merhametli ve şefkatli bireyler olması gerekiyor. Kadın kocasını korumakla yükümlü değil. Kadın çocuğunu korumakla yükümlü.
Güçlü kadın ol, cesur kadın ol, sen kadınsın her şeyi yaparsın, hem kadınlara bunu pompalıyorlar sonra da erkeklerden kadınları korumalarını bekliyorlar. Bu ne yaman bir çelişkidir. Böyle bir şey asla olmayacak. İnsanın doğasına tamamen ters bir durum.
Sokakta bir adam size sataştı ve eşiniz olan kadın adamı dövüyor. Bir erkek bundan rahatsız olur.
İşin özü şu arkadaşlar, bir kadını mutlu edecek olan doğru erkeğe itaat etmektir. Kadın aradığı doğru erkeği bulduğunda ona itaat etmekten keyif alır ve erkekte o kadını korumaktan ve ona karşı sağlayıcı olmaktan keyif alır. İşin özeti bu.
Bu yazıyı okuyan bayan arkadaşlarım varsa, onlara şunu sormak istiyorum, ama vicdanınızla cevap verin, erkeğinizden daha güçlü biri olmak ister miydiniz? Bir kavga oluyor ve siz erkeğinizi koruyorsunuz, bunu ister miydiniz? Hiçbir kadın bunu istemez. Erkeğinizin size itaat etmesini ister miydiniz? Burada bahsettiğim itaat şey değil, aşkım bana bunu alır mısın falan o tarz bir itaatten bahsetmiyorum. Roller değiştiğinde bu işten ne kadınlar ne de erkekler mutlu olur. Toplumda çok büyük bir dengesizlik var.
Erkek kadını yeterince korumadığı ve kadına karşı yeterince sağlayıcı olmadığı zaman bu sefer kadın erkeği eleştirmeye başlar. Sen nasıl erkeksin der. Erkeği manipüle etmeye çalışır ve bunun sonucunda erkeği kendisinden uzaklaştırır. Erkek uzun süre buna maruz kalırsa mutlaka o kadından uzaklaşır.
Bir kadın ve bir erkek sokakta kavga ediyor. Ona müdahale etmeyen diğer erkekleri eleştiriyorlar. Neden başka bir erkek kavga eden bir çifte müdahale etsin. Neden bir kadın o olaya müdahale etmiyor? Ülkemizde olmadı mı? Kadın erkek kavga ediyordu, başka bir erkek bunları ayırmak isterken diğer erkeği öldürdü. Sonra kadın ne dedi, ne diye bizi ayırmaya çalıştı ki, adama teşekkür etmedi. Adamı suçladı. Biz onunla bazen böyle tartışırız dedi.
Ve ilişkilerde tek lider vardır. Bir devleti tek bir kişi yönetir, bir üniversiteyi tek bir rektör yönetir, bir ili tek bir vali yönetir, ailenin de tek lideri vardır. İki tane lider olduğu zaman o aile ya da o kurum ya da o ülke çökmeye mahkumdur. İki başlılık, o kadar kötüdür ki, devletler bu yüzden çöker.
Kalın sağlıcakla.