Kanat sesleri duyuluyor beklemekten yılgın penceremde… Bir kuş uçuşu mesafesindeyken bana tüm insanlık, kalbime en yakın acılardan söz etmem artık. Beklemekten yorgun düşmüş pencere önündeki çiçekler anlar derdimden. Gelir mi ansızın güzel günler kuşların kanat çırpışları kesilmeden? Söğüt ağacının altındaki esenliği arzuluyor artık gönlüm. Beklemekten bile vazgeçtiğim günlerin serzenişlerindeyim. Solacağını bile bile açan bir papatya ümidiyle bembeyaz yapraklarım tükendi bir gün yüzüne…
Oysa içimde tükenmez ne baharlar vardı. Her şey gönlümün en derin yanlarında saklı kaldı. Dilim bile lal oldu da bildiklerine, içimde kabuk bağladıkça biraz daha acıtan kimsesiz bir yara kaldı. Bu yara ki biraz çocukluğum, biraz gençliğim. Hevesimin tükendiği günlere saklı bir yara bu, ölmeden gömülen hayallerime saklı… Nasıl anlatılır ki bu sancı? Sanki çok koşmuşum ama hiç bir yere yetişememişim gibi. Her defasında önüme çıkan engelleri ezip geçmemek için kaldırıp tüm yükü bir başıma sırtıma yüklenmişim gibi… Sanıyorum beni en çok yoran ve bekleyecek takati bile bende bırakmayan yolda sırtıma yüklendiklerim değil de, yol boyu yanımda yürüyor gibi gözüküp en çok ihtiyacım olduğu anda düşmeme izin verenler oldu. Öyle güzel düştüm ki, bu düşüş bana savrulmayı, kan revan içinde kalsam da kimseden medet ummamayı, her zorluğu bir başıma da olsam yalnız olmadığımı bilerek Allah’a olan inancımın gölgesinde atlatmayı öğretti. İyi ki de öğretti. Tek bir keşkem yok hayata dair. Lakin yine de söylemeden edemeyeceğim derin bir iç çekiş ömrümün baharları… Ben şimdi rüzgara bıraktım yolumu, kuşların yolundan gidiyorum. Kuşlar gibi Allah’a teslim, ne zaman gelirse göç vakti o zaman gitmek üzere, plan kurmadan, tasalanmadan… Bir yanım yönüm olmadan, kuşlar kaderle uçar diyerek kuşların çizdiği yolu takip ediyorum.
Kuşların yolu, benim yolum… Kanat sesleri de, bunca kanat çırpış da zayi olmayacak biliyorum. İnanıyorsak hala umut var demektir. Hem ne diyordu şair: “Kuşlara dahi yol çizen Allah, seni yolsuz mu bırakacaktı?” öyleyse teslim ol Rabbine ve kalbine dönüp; “Beni yaratan elbet yolumu gösterir.” de…