Her Mayıs’ta bir başka olurum… Bir başka bakarım kendime ve yüreğime. Bir hüzün çöker yüzüme, bir gözyaşı akar gözlerimden…
Mevsim ilkbahar, yaşamımda en sevdiğim zaman. Dünya’ya gelişimin, beni ben yapan, beni güçlü kılan mevsimin adıdır Mayıs ayı. Kaç zaman geçti ömürden? Kaç defa kah sevinip, kah üzüldü bu yürek? Kaçıncı mevsim beni yeniden sevindiren…
Sormadan, bilmeden ya da bırak öyle olsun der gibi! Her gelen Mayıs’a merhaba demek…
Daha dün gibi hatıralarımda saklı çocukluğum… Gençliğim hep hafızamda, askerlik çağım unutulmayacak kadar huzurlu ve güzel oldu. Ne çabuk geçti zaman?
Ne zaman büyüdüm ve acıları göğüsledim? Her düştüğümde kendim kalkmayı bildim. Her soruna bir çözüm ürettim. Hep sevgi dolu, hep hayata tebessüm ettim. Her sene ayrı bir yaş, her mevsim ayrı bir düşünce içinde yaşamı kovalıyorum…
Benim mevsimim bir dilekle mutlu olmaktır…
Sevinçten midir?
Hüznümden midir?
Gözlerim dolu dolu…
Yüreğim sevgi dolu…
Doyasıya gökyüzüne bakıp haykırmak…
Vira vira yol alıp, başım dik, alnım açık bir şekilde yürümek… Nereye? Niçin? Neden diye sormadan kendimle baş başa kalıp uzaklara dalmak istiyorum. Her bir yılın hesabını sormadan, her bir yaşamın anını hatıralarda bırakıp yüreğime hapsetmek ve birden heyhat demek!…
Daha kaç yıl geçecek bu ömürden? Daha kaç yaşam sığacak bu yüreğe? Daha kaç mevsim gelip, geçecek? Bilmiyorum ya da bilmek istemiyorum…
Yıl değişir, yaş değişir ama ay hep aynı, tarih hep aynı kalır…
Bugün 25 Mayıs yılın bir önemi yok.
Bir kez daha yeniden doğdum.
Bir kez daha büyüdüm.
Bir kez daha yaşama merhaba dedim.
Bugün benim doğum günüm.