zamAN diyorlarmış adına.
ANlardan örülü ömürleri ANlamlandırAN efsunlu duyguya.
Ve yaşam diyorlarlarmış insANın zamANa hükmetme telaşına.
Eskiye rağbet, ANtikaya düşkünlük, nostaljiye hürmet ve daha birçoğu, ellerimizden kayıp giden zamANa tutunma çabasıymış. Oysa eskiyen eşya değil, yaşlanAN insANmış. Eski eşyaları değil, hayat yolunda yürürken düşürdüklerini, eksilen yANlarını toplarmış insAN.
Bir hayatı ANlamlandırAN nedir?
Dolu dolu geçmiş bir ömür mü?
Başarılarla süslenmiş bir yıl mı?
Özlediğin bir yerde, özlediğin bir zamANda geçirilmiş bir ay mı?
OndAN sonraki her gününü kıyaslayacağın kadar güzel bir gün mü?
Üstünden yıllar geçse de hatırası içini yakacak bir saat mi?
Mutlu bir yaşamın fitilini ateşleyecek ilk dakika mı?
Yoksa sadece hissedilen ama hiçbir şekilde tarif edilemeyen bir AN mı?
SEVGİ dolu ANlar yani zamANın yapı taşları. Yazılsa romAN olacak bir hayatın ilk basamakları. Süresinin kısacık olmasına bakmayın. Öyle ANlar vardır ki kaplar gök kubbeyi, bütün zamANı. Bir ANda olur göçmen kuşların uzak iklimlere kanat çırpması. Bir ANlıktır tomurcukların çiçek açması.
Gözün göze değmesi, bir ben ve bir senin biz olarak nefes alıp vermesi bir ANlıktır. Öyle değerlidir ki o ANlar, onun dışındaki bütün saatler kalabalıktır.
Sen ağarttın karANlık yANlarımı. Geri getirdin yitik zamANlarımı. Işıltılarla süsledin solgun bakışlarımı.
Sen, ilkyaz akşamlarının ateş böceklerine kucak açmış sevecenliği.
Sen, unutulmuş şehirleri yaşANılır hale getiren gece ışıkları.
Ölçülebilir mi bunları diyebileceğimiz biriyle paylaşılAN bir ANın değeri?
Büyük şeyler mutluluk verir. Küçük şeyler mutluluğun kendisidir. Burada saklıdır SEVGİ dolu ANların ANlamı. Burada saklıdır adANacak SEVGİ dolu bir hayatın ayrıntıları.
Bir hayatı ANlamlandırAN nedir?
ZamAN mı, yoksa insAN mı?
Kim ne ile adlANdıracak insANın olmadığı zamANı?
Kim ne ile dolduracak SEVGİnin olmadığı bir insANı?
İnsANı diyorum, yANi evrenin, ruhların, kalplerin merkezini çıkart bakalım, kalacak mı hiçbir şeyin ANlamı?
Bir hayatı ANlamlandırAN nedir? Benim cevabım SEVGİ.
Nefes alınabiliyorken henüz.
Yollar yürünebiliyorken, kuşlar uçabiliyorken,
Görülebiliyorken göğün kırmızısı, denizin mavisi,
Henüz, kısa da olsa cümleler kurulabiliyorken herkes bir cevap verebilmelidir.
Bir hayatı ANlamlandırAN nedir?
Öyleyse bir hayatı ANlamlandırAN. seni, beni, herkesi insAN yapAN SEVGİ dolu ANlar olmalı. Öyle olmalı çünkü sen, ben ve SEVGİ olmadAN kimse yaşANılır kılamıyor uçsuz bucaksız zamANı.
Diyorum ki gürül gürül akıp gidiyor zamaAN. Tükenen zamAn değil, azalan insAN. Yağmurla dağılAN, rüzgarla savrulan insAN. Ve hepsini toparlayANsa yine zamAN.
Ayları değil ANları yaşamalı insAN,
Doya doya, sindire sindire ve iliklerine kadar hissederek güneşin doğuşuna yüz kere vurulmalı, bin kere âşık olunmalı sevgiliye göz göze gelindiği AN.
Dirilere değil ölülere sormalı, zamAN mı hızlı insAN mı?
Ve sımsıkı, yürekten yaşam kadar ölümü de ölüleri de kucaklayabilmeli insAN.
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zamAN içinde, kalbur samAN içinde… Geri kalAN ne varsa dışımızda. Arayıp bulmamızı, uzanıp almamızı bekleyen her şey orada bir yerlerde bekliyor bizi. İhtiyacımız olan tek şey biraz umut biraz da takvim bilgisi.
Gelmişse zamAN niçin beklesin insAN?
Yorulmuşsa, düşmüşse, durmuşsa insAN, akıp gitmekten vazgeçer mi zamAN?
İyi ki bitiyorsun zamAN. Yoksa biz harcanıp, tükenecektik.
İyi ki geçiyorsun zamAN. Yoksa biz evrenin en ıssız yerini, en yalnız insanlarla bekleyecektik.
İyi ki duruyorsun zamAN. Yoksa biz hiçbir güzelliğe yetişemeyecektik.
İyi ki akıyorsun zamAN. Yoksa biz boğulacaktık kalabalıkların derin okyanusunda.