Bir insanın nesi olmalı bu hayatta? Parası pulu, güzelliği, mevkiisi, makamı, şöhreti, sevdiği, sevildiği, güvende hissettiği bir yeri. Hepsi mi? Biri mi? En az ikisi mi?
Hepsinin yeri ayrı ayrı özeldir. Kıymetlidir, değerlidir. Duygusal açlık diye bir kavram var! Duymuşsunuzdur! Çok yemek yemeye, para harcamaya, doyumsuzluğa, tatminsizliğe sebep! Peki, duygusal açlığa sebep ne?
Adı üzerinde duygu eksikliği. Sevme, sevilme, değerli, yeterli hissedememe! Ait olamama! Güvende olamama, kimsenin kimsesi, vazgeçilmezi ya da en özeli olduğunu hissedememe… Ne büyük boşluk! Ne büyük yalnızlık!
Ruhumuz tamamlanmaya gelir bu dünyaya! Aşk ve sevgi tamamlayıcıdır. Adem’in kaburgasından eksik parçasını var etmesi, yüzlerce huriden tatmin olamayıp Havva’sını aramasıdır. Öyleyse, güzellik burada bir etken değildir. Aşk, ruhların sevişmesidir. Kalplerin kaynaması, cümlelerin tamamlanması, sağ ele sol el, huzura yastık, güvene örtü, arzulara döşektir! Aşk doyurucu, besleyici, hakikatin gıdasıdır.
Mantık insanıyım! Mantık, düzeni sağlayan bir makina gibi, yaşama garanti, güvene sigorta, geleceğe miras gibidir. Ama tek başına robotlaşmış, doğanın enerjisiyle bütünleşmiş, dertsiz, tasasız, monoton yaşamak gibidir! Aşk öyle mi? Ruha kanat, kalbe ilham, mantığa çocuk gibi…
Gönül sığınacağı limanı arar. Oksijen zaten belli, elbet ki Yaradan! İnsan çamlıkta denizi, denizde sahili, sahilde yoldaşını arar. Yoldaşta huzuru, huzurda sohbeti, sohbette tadı, tatta aşkı arar. Hepsi birbirine bağlanmış bir örüntü! Biri eksik oldu mu, kaybolan parçasını arar. Kadınsan toprağını, erkeksen gülünü, çiçeğini, suyunu, Adem Havva’sını, Şems Mevlana’sını, gönül yarenini arar.
Aramakla geçen ömür, insan buldum sandığında yitirdiğini arar. Kimseyi bulamayan dermanı kendinde arar. Kendinden kendine bir yol olur, aşk insanın kalbinde daima kanar. Aşk varsa huzur var! Aşk varsa başarı, muhabbet, cennet var! Aşka uğrayamayan hayatlar hep bir çıplak! Aşk oldu mu dertler dahi insana yar! Aşk yoksa saraylar insana dar!
Öyleyse, gönülde hep yansın aşklar! Ama bahsi geçen aşk, o sizin sandığınız değil! Yandığınız aşktır! Her insanın varlığı yandığı kadar! Sevgiler, saygılar.