Günümüzde uzmanların da dediği gibi, çoğu hastalığa yakalanmanın altında stres yatıyor. Stres her anımızda yakamıza yapışabiliyor ve bir kere tuttu mu bırakmıyor. Stresten uzak durmayı başarabilen nadir insanlara “Gamsız” deniliyor. “Keşke ben de senin kadar gamsız olabilsem” diye dert yanıyoruz, ama stresten uzak dursak bile maalesef gamsız olamadığımızı da fark edebiliyoruz.
Stresten uzak durmak, gamsız olmak değildi elbette. Çünkü stresten uzak dursak bile insanın derdi, üzüntüsü olmadığı anlamına gelmez. Mesela ailesinden birini kaybeder ve üzülür, özler onu. İstediği bölümü kazanamazsa üzülür. Kısacası yediği bir mandalinanın tatlı değil de ekşi oluşuna bile üzülebilir insan. Biliyorum çok uç örnekler oldu ama maalesef gözlemlerim bu şekilde. Daha da ileri giderek şunu söyleyebilirim ki; insan mandalinanın ekşi çıkmasına üzülür, aradan biraz zaman geçtikten sonra bu kadar saçma bir şeye neden üzüldüğüne bile üzülebilir. Farkında olmadan bir bakmış ki her şeye üzülür olmuş, yani aslında kaostan beslenmeye başlamış.
Evet, yanlış duymadınız! İlginç bir şekilde kaostan beslenir oldu insanlar. Yaşadığı mutluluk biraz uzun sürünce şaşırır oldu, bir sıkıntı var, bu kadar mutlu kalmam normal değil diyerek dert arar oldu sanki. Ne kadar tuhaf değil mi? Ne alakası var ya, o kadar da delirmedik dediğinizi duyar gibiyim. Siz bu koyduğum teşhisi sakin kafa ile düşünün isterseniz, bir kez daha düşünün. Ortak bir noktada buluşacağımızdan eminim. Bütün mesele karşılaştığımız olaylara bakış açımızı değiştirmek ve biraz da empati yapabilmeyi becerebilmek.
Hasılı; stresten uzak durmak, sayılı olan dünya hayatımızı daha az üzüntülü, daha kaliteli yaşamamıza olanak sağlar. Stresi kontrol altına alamazsan, o seni kontrol altına alır ve yönetmeye başlar. Buna izin verme!