Bir avuç topraktır bu dünyadan göçerken üzerimize atılan. Bir avuç toprak…
Bir avuç topraktır bu dünyada yürürken ayaklarımızın altında ezilen… Bir avuç topraktır üzerinde yaşarken insanların iç yüzlerini açığa çıkaran… Bir avuç topraktan oluşur bu dünya, sadece bir avuç topraktan…
Dünyaya göz açtığımızda, ilk adımlarımızı korkarak yere bastığımız mekandır bir avuç toprak… Büyüyüp yaşlandığımız, üzerinde saraylar, apartmanlar, evler yücelttiğimiz bir avuç topraktır, sadece bir avuç toprak…
Her gün din, dil, ırk ayrımı yapmadan milyonlarca kişinin bastığı yerdir bir avuç toprak… Tarih boyunca düşmanın ayağı altında inleyen, sık sık işgal edilen, çoğu zaman düşmanın ayak altından çekilip zafer kazanan meydandır bir avuç toprak…
Annedir, sıcak anne kucağıdır bir avuç toprak… Bizleri bu dünyada sarılarak kim koynuna alıyor? Bir annemiz, bir de bu bir avuç toprak…
Kimin yolunda biz canımızdan geçmeye her zaman hazırız? Bir annemizin, bir de mezarımız üzerine atılan bu bir avuç toprağın. Bu bir avuç toprağın hükmü çok büyük…
Bir avuç toprak için asırlar boyu savaşlar oluyor… Bu bir avuç toprak üzerine asırlar boyu milyonlarca yiğidin kanı dökülür. Bu bir avuç toprağa ANA toprak diyoruz.
Bu savaşlarda evlat doğuran anne, ŞEHİT evladına hayatta olduğu sürede hasret kalıyor, gözleri onun yolunu bekliyor. Evladını bir avuç toprağa emanet ediyor. ANA toprak da o ŞEHİT evladını göğsüne alıyor, seviyor…
Namustur, şereftir bir avuç toprak… Bu dünya, biz ölürken üzerimize atılan bir avuç toprağa muhtaçtır… Kimse sahip olduğu parsellerle arsası olan toprakları için övünmesin, sevinmesin. O toprakların üzerinde ne saraylar, ne evler bir anın içerisinde yerle bir olmuş…
Bugün bebek, yaşlı, kadın demeden öldürenlere, insan kanına susamış olanlara yarın cehennem olacak bir yerdir, bir avuç toprak… Toprağı sevin, onu sevdiklerinize, kendinize haram etmeyin… Sinirlendirmeyin bir avuç toprağı, sinirlendirmeyin… Korkun, bir avuç toprağın bedduasından korkun…
Unutmayalım, bir avuç topraktır bu dünyadan göçerken üzerimize atılan.