Zeka, öğrenme, öğrenilenleri kullanabilme ve yeni durumlara uyum sağlayabilme yeteneğidir. Sorun çözebilme yeteneği olarak da tanımlanabilir. Duygusal zeka ise, kendi duygularını ve başkalarının duygularını tanıma, anlama, değerlendirme ve yönetebilme becerisidir. Bilişsel zeka gibi, duygusal zekanın da doğuştan gelen, genetik ve kişilik özellikleri ile bağlantısı bulunmakta olup çevresel faktörlerle gelişmektedir.
Duygusal zekanın, analitik zeka kadar önemli olduğunu biliyoruz. Duygularınızı anlamak, diğer insanların duygularını anlamak, empati yeteneği (karşındaki kişinin duygu sinyallerini alabilme) ve duygularınızı kontrol edebilmek gibi bileşenleri bulunmaktadır. Kişinin hayatta, doyum içinde ve başarılı olabilmesinde duygusal zekanın çok önemli bir işlevi bulunmaktadır. Duygusal zekanın, gelecekte başarıyı genel (bilişsel) zekadan daha çok etkilediğine dair birçok akademik çalışma literatürde yer almaktadır.
Duygularımız önemlidir, çünkü davranışlarımızı etkilemektedir. Bizim davranışlarımız da karşımızdaki kişinin duygu ve davranışlarını etkilemektedir. Karşımızdaki kişinin yüz ifadesi, ses tonu, beden dili, mimikleri bize onun duygularını anlama şansı tanıyacaktır. Kelime dağarcığınız ne kadar gelişmiş olursa olsun, neyi nasıl ifade edeceğinizi bilmiyorsanız kapasitenizi tam anlamıyla kullanmıyorsunuz, aynı zamanda ilişkilerinizi de iyi yönetemiyorsunuz demektir.
Duygusal zeka nasıl geliştirilebilir? Öncelikle, yetişkin olarak bizlerin duygularımız hakkında konuşabilir olmamız gerekmektedir. Olaylardan ziyade, duruma ilişkin duygularınızdan bahsederek başlayabilirsiniz. Duygularımız; kızgın, sevinçli, korkulu, iğrenmiş, üzgün, mutlu, şaşkın gibi ana başlıklardan oluşup, her biri kendi içinde birçok alt başlıkta geliştirilip çeşitlenebilmektedir. Duyguların tanımı için kaynaklardan yeni duyguları öğrenebilir, kendi duygularınızı ifade ederken farklı tanımları kullanabilirsiniz. Duygularınızı ifade ederken ve deneyimlerinizi anlatırken, çocuğunuzu da duygularını ifade etmesi konusunda zemin hazırlayabilir, cesaretlendirebilirsiniz. Başkalarının duygularını okuyabilme becerisi de çok önemlidir. Ebeveyn olarak duygunuzu paylaşmıyorsanız, anlatmıyorsanız, duygularınızı doğru tanımlamıyorsanız çocuklarınız da sizi rol model alacak ve gelecekte kuracağı ilişkilerini olumsuz yönde etkileyecektir.