Herkese merhabalar, ben Sosyal Çalışmacı Koç Yeşim Çim. Bu ayki yazımda, Anda Kalmak yazımın devamı olarak seçtiğim Gerçeklik Terapisi ile devam ediyorum. 2 yıldır Hayrendiş sayfasında yazıyorum, tüm yazılarıma ulaşabilirsiniz. Yorum yapmayı ve beğenmeyi de hatırlayalım. Şimdiden teşekkürler.
Öncelikle, Gerçeklik Terapisi ile ilgili biraz açıklama yapalım ne dersiniz? Gerçeklik Terapisi, Amerikalı psikiyatrist William Glasser tarafından geliştirilmiş bir psikolojik danışma ve psikoterapi yaklaşımıdır. Bu terapi yöntemi, seçim kuramı dediğimiz çoğul teori ile birlikte uygulanmaktadır. Günümüzde pek çok ruh sağlığı uzmanı tarafından ve özellikle biz Sosyal Hizmet Uzmanları tarafından en çok kullandığımız, bireysel, grup ve örgütsel işlevselliği kanıtlanmış, kişilerin kendi hayat sorumluluğunu üstlenmeyi hedeflemiş bir yaklaşımdır.
Gerçeklik terapisine göre her insan kendi seçimlerini yapma özgürlüğüne sahiptir. Yaşam içerisinde tecrübe edilen tüm sorunlar, problemler, blokajlar ve yaşanan sıkıntıları aşmanın en temel yollarından birisi seçim yapmaya başlamaktır. Bu yöntemde hastalık tanımları ve psikolojik rahatsızlıkların isimlendirilmesi doğru bir yaklaşım değildir. Bunların sadece insanları etiketlemek ve insanların kendilerini edilgen bir varlık olarak görmelerine sebep olduğu görüşünü savunur. Geçmişle ilgilenmez ve kişilerin etkin olarak hayatlarının sorumluluğunu elinde tutabileceğini savunur. Bu sebeple de iyileşmenin ilk adımının, bireyi kaygılandıran, öfkelendiren veya bunaltan durumları pasifize edebileceğini savunur. Hissedilen olumsuz duygular insanın kendi seçimleridir ve farklı seçimlerle de ortadan kaldırılabilir.
Bugün, bu yazıyı okuyan ve Gerçeklik Terapisi ile uyarladığım birçok atölyeme katılan kişilerin de aramızda olduğunu ve bu yazıyı okuduğunu biliyorum. Açtığım atölyelerde çok konuştuğumuz temel ihtiyaçlarımızı tekrar burada vurgulamak istiyorum. Bunlar neler? 1. Sevgi ve ait olma ihtiyacı, 2. Hayatta kalma ihtiyacı, 3. Eğlence ihtiyacı, 4. Güç ihtiyacı ve 5. Özgürlük ihtiyacı. Bunun üzerinden çokça geçtim ve geçmeye de devam edeceğim her çalışmamda. Burada yine bir örnekle anlatmak istiyorum. Örneğin, sabah uyandım ve pek iyi hissetmiyorum. Şimdi kendime döndüm ve baktım, hayattayım, yaşıyorum. Evet, hayatta kalma ihtiyacım var. Bakıyorum diğer 4 maddeye; evet, bulunduğum yere ait hissediyorum kendimi ve burası benim konfor alanım olduğu için kendimi güçlü de hissediyorum. Fakat bir şey eksik hissediyorum ve bunun ne olduğunu bulamıyorsam işte o noktada bu nedir? Benim seçimlerimle ilgili negatif bir duygum var demektir. Buradan yine bir örnek verirsek, eğlence ihtiyacı eksik olabilir, hayatımda neşe eksik olabilir. Ya da sabah yine uyandım, evet hayatta kalmışım, nefes alıyorum, fakat uyandığım yere kendime ait hissetmiyorsam, işte gerçeklik terapisi tam da bu ihtiyaçları karşılama noktasında birçok teknik ve yöntemle yanımızda. Bunların en önemlisi de anda kalmak. Bir önceki yazımı okuyabilirsiniz.
Gerçeklik terapisinde seçim kuramı ile birlikte danışan odaklı çalışmalarda yaptığımız en önemli yöntem, öncelikle 7 zararlı alışkanlığı kişinin hayatında konumlandırmak. Bu nasıl oluyor peki? Bu 7 zararlı alışkanlık nelerdir? Birincisi eleştiri, ikincisi suçlama, üçüncüsü şikayet etme, dördüncüsü kusur bulma, beşincisi tehdit etme, altıncısı cezalandırma ve yedincisi de rüşvet verme diye tanımladığımız zararlı alışkanlıklar. Öncelikle kişinin hayatında bunları dönüştürmek için çalışmalar yapıyoruz. Bu 7 zararlı alışkanlık yine kişinin kendi seçimidir. Bu alışkanlıklar yerine farklı toplam davranışlar oluşturuyoruz. Bu ne demektir? Toplam davranış; eylemler, düşünceler, duygular ve kişinin fizyolojik tepkileri birbirinden bağımsız değildir ve bu 4 alanın aynı anda bütünsel olarak ilişkisini güçlendirmek ve dördünden bağımsız olmayacak şekilde de yeni eylemler, yani yeni davranışlar oluşturmayı amaçlıyoruz.
Peki sevgili okuyucularım, bu yazdığım zararlı davranışlardan kaç tanesi sizde var? Ya da bu yazıyı okurken ne fark ettiniz?
Bu ayki yazımı burada sonlandırırken söylemek istediğim en önemli şey sanırım şu: Öncelikle anda kalıp kendimizi bağımsız bir şekilde analiz etmemiz gereklidir. Kendimize dürüst olabiliyor muyuz? Hayatımızın sorumluluğunu almayı gerçekten seçiyor muyuz?
Seviliyorsunuz. ❤️
Bir sonraki ay görüşmek üzere!