“Hak şerleri hayreyler,
Zannetme ki gayreyler,
Ârif anı seyreyler,
Mevlâ görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.”
diye başlayan bir şiiri var Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri’nin. Başımıza bir şey geldiğinde hemen umutsuzluğa kapılmamamızı, her şerrin içinde bir hayır olduğunu ve isyan etmememizi, bilakis sabırla beklememiz gerektiğini anlatır. Bu durum her konuda geçerlidir aslında ama çoğumuz pek çok olayı sükunetle karşılarken haksızlığa uğradığımızda işin rengi değişir nedense. O kadar sakin kalamayız çoğu zaman. Özellikle de bize yapılan haksızlığa karşı koymaya ya da onu ortadan kaldırmaya gücümüz yetmiyorsa… Öyle zamanlarda yüreğimizden bir feryat yükselir semaya doğru. Dilimiz durur, yüreğimiz konuşur. Yürekten konuşulanlar ise Allah’la kul arasında gizli sırlardır. Biz açık etmediğimiz müddetçe kimse bilmez çoğu zaman.
“Allah bilsin!” diye bir söz var, çok sevdiğim. İnsanın canı yandığında ve bu yangın maneviyatta ortaya çıktığında başka pek kimsenin bilmesi de anlam ifade etmez aslında çünkü bazı hesaplar vardır; öyle hesaplara ancak Allah’ın gücü yeter. Veliler bunu bilir ve ona göre davranırlar. Biz, yapılan haksızlığın yapanın yanına kar kaldığını düşünsek de çoğu zaman -ki bu çok yanlış bir düşüncedir- aslında öyle değildir. Bazen uğradığımız kötülüğün hesabının görülmesi için birden çok faktör ve zaman gerekir. Tıpkı bir dantelin ilmek ilmek örülmesi gibi zaman da bizim iyiliğimiz için çalışmaya başlar haksızlık anından itibaren, biz farkında olmasak da.
Tabii ki biz insanoğlu gözümüzle görmek, kulağımızla duymak isteriz hep bize yapılanın hesabının nasıl görüldüğünü. Çoğu zaman ise o hesap, biz belki de olanı biteni unutmuşken görülür. Bir anda “Olmaz!” dediğin bir şey oluverir. Bazen gözünle görürsün gerçekten ya da kulağınla duyarsın tam da dilediğin gibi ve şaşakalırsın ilahi adalete. Bir kez daha inanırsın ilahi adalete ya da inancın güçlenir. İbrahim Hakkı Hazretleri’nin anlatmak istediği de budur aslında. “Ârif anı seyreyler…” derken ârif olan bilir, bekler demek istemektedir. Kimsenin yaptığı kötülüğün yanına kar kalmayacağını, bazı büyük hesapların büyük makamlarda görüleceğini… İş, görülecek hesabı görebilecek olan makama bırakmayı bilmektir.