Herkesin bir mevsimi vardır. Kimi yazı sever, kimi kışı, kimi de sonbaharı. İnsanın ruh haline derin etkiler yapar hava koşulları. Havanın da bir ruh hali olduğunu düşünüyorum. Bazen sanki çok kızgın, bazen de sakin ve ılımlı. Biz de hep ona göre şekilleniriz. Havanın ruh haline göre değişir kıyafetimiz de, psikolojimiz de…
Ben mesela sonbaharı çok severim. Ve bence sonbahar, kendiyle zaman geçirmeyi seven, kendine yetebilen, yazmayı, okumayı hayatının bir parçası haline getirmiş insanların mevsimi. Gri, kasvetli bir hava kimilerinin içini karartıp mutsuz ederken beni çok mutlu eder mesela. Zira daha çok içine yönelmek, daha çok odaklanmak, kendine ve dinlenmek demek bana göre. Yağmurun ve rüzgârın sesinin eşlik ettiği mis gibi bir kahve kokusu ve kitaplar… Dünyanın en huzurlu anlarıdır. Sonbahara “hüzün mevsimi” diyenler de yaza âşık insanlardır. Yazın kalabalığı, şamatası, gürültüsü ve laçkalığı yoktur çünkü sonbaharda.
Bitmeyen gündüzler kısalıp huzur dolu akşamlara bırakınca yerini, yazın birbirinden uzaklaşmış ne varsa bir araya gelir. Ev huzuru ve aile sıcaklığı daha çok hissedilir o kasvetli denilen havalarda. Hem bence sonbahar, doğanın da dinlenme mevsimidir. Yazın kavrulan ağaçlar, üzerlerinde gezinen sayısız insandan yorulmuş çimenler… Hepsi dinlenmeye çekilir artık. Yağmurun ve ara sıra gelen güneşin verdiği huzurla, salına salına şarkılarını söylerler.
Bir de sonbahar, başlangıçtır aslında. Doğa dinlenirken, insanlar da kaldıkları yerden devam eder; çalışmaya, okula gitmeye. Yeni başlayacak yılın hazırlığı, atılacak adımlar, alınan kararlar hep sonbahar ile hayata geçer. Sonbahara “ayrılık mevsimi” diyenleri de hiç anlamamışımdır. Yani olsa olsa insanlar tatilde gittikleri yerlerden ayrılıyorlar bana göre. Neden ayrılık ve hüzünle bağdaşmıştır hiç anlayamadım. Daha çok kavuşma, daha çok samimiyet bana göre sonbahar. Hem en güzel aşklar da sonbaharda yaşanmasa adına o kadar güzel şarkılar yapılır mıydı?
“Eylül’de gel. Okul yoluna…” demiş şair. “Her sonbahar gelişinde, sarı sarı yapraklarla, kuru dallar arasında, sen gelirsin aklıma,” demiş bir diğeri. Ve diğeri eklemiş: “Ah burada olsan, çok güzel hâlâ İstanbul’da sonbahar…” Ayrılıktan ziyade, daha çok sevdiklerinin yanında olma isteği barındıran sözler. Çünkü sonbahar, samimiyettir, huzurdur.
Yazının konusunu da yine içinde bulunduğumuz mevsim belirledi, evet. En çok da sabah uyanır uyanmaz dilime dolanan güzel bir şarkı: “Mevsimlerden sonbahardayım, artık çok geç yağmurlardayım. Ben vazgeçtim, yalnızlardayım. Seni affedemem…” Yıllar geçse de eskimeyen sözler ve melodi dilime dolanınca, ee bir de üzerine mevsim sonbahar olunca ve en sevdiğim mevsim de bu olunca, yazmamak olmazdı. Candan Erçetin’in de dediği gibi: “Puslu soğuk hava, dökülen yapraklar, en sevdiğim mevsimdi sarı sonbahar.”
Dışarıda mevsim ne olursa olsun, önemli olan içinizin mevsimi hep en iyi hissettiren olsun.
HARİKA BİR YAZIYDI GERÇEKTEN OKURKEN ÇOK AMA ÇOK KEYİF ALDIM. KALEMİNİZE SAĞLIK
okurken çok duygulandım ve çokta etkilendim. yazılarınızın devamını bekliyoruz. kahve içerken iki defa okumanın mutluluğunu yaşıyorum. elinize yüreğinize sağlık. iyi ki varsınız