Merhaba, bu ay savaşlardan bahsedelim mi? Hem geçmişte hem günümüzde insanlığın başına dert olan ve bir türlü hayatımızdan çıkaramadığımız savaşlardan. Savaş maalesef, tabiri caiz ise sadece topla tüfekle vs. savaş ekipmanları ile yapılan eylem değildir. İşin aslı bu bahsettiğimiz aslında savaşın görünen yüzü ve aslında belki de mert tarafı. Bir savaşın mert tarafı olur mu demeyin. Olur. İki ordu savaşıyorsa bu savaşın mert tarafıdır. Elbette isteriz ki savaşlar hiç olmasa ama olacak ise en azından sivillerin bu durumdan etkilenmemesi sağlanabilse. Olmuyor ne yazık ki.
Savaştırmak amaçlı yapılan bir insan ticareti çeşidi olduğunu biliyor muydunuz? Ben eskiden bilmiyordum. Ancak burada belirtmek isterim ki savaşlardan en çok kadın ve çocuklar etkilenmektedir. Hatta çatışmalarda çocukların aktif olarak kullanıldığı, savaştırıldıkları da bilinmektedir. Bu durum ise doğal olarak savaş ve çatışmalar ile benzeri durumların çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini de arttırmaktadır.
Hükümetler tarafından izin verilmemesi ve savaşılan bölgelerde şartlar nedeni ile araştırma yapmanın güçlük kazanması mağdur çocuk sayısının tespitini önemli ölçüde engellemektedir. Ancak dünyanın neresinde olur ise olsun çocuk askerler ne yazık ki kullanılmıştır ve halen kullanılmaktadır. Oysa ki tüm dünyada çocuk asker kullanımı yasaktır.
Çocuk asker kullanımını arttıran nedenler;
- Doğal çaresizlikleri,
- Kontrollerinin kolay olması,
- Emirlere itaat ettirilmelerinin kolaylığı,
- İsteklerinin az olması,
- Kolayca mutlu olmaları,
- Sürekli bir şekilde çatışmaların ve savaşların varlığı,
- Fakirlik,
- Hastalık,
- Bölünmüş aileler,
- Yerlerinden, yurtlarından göçmek zorunda kalan insanlar,
- Sığınma kamplarında yaşamak zorunda kalınması,
- Savunmasızlık ve çaresizlik,
- Yetersiz ve denetlenemeyen eğitim,
- Hafif ve kullanımı kolay silahların yaygınlaşması,
- Uzun süreli çatışmalar ve savaşlar nedeni ile azalan nitelikli ve savaşa uygun yetişkin sayısındaki azalmalar,
- Çocukların çeşitli nedenler ile bu guruplara gönüllü katılımı (asıl olarak çaresizlik de denebilecek olan yiyecek bulmak, kendi can güvenliğini sağlamak, aileleri için para kazanmak, intikam almak vb.)
Bu suçun faillerince çocukların kendi ailelerine olan saldırıları kutsanmakta, bu saldırılar kahramanlık veya yetişkinlik olarak gösterilmekte ve bu algıyı güçlendirecek propagandalar yapılmaktadır. Savaştırılan çocukları kontrol edebilmek, cesaretlendirebilmek ve robotlaştırabilmek adına uyuşturucu, alkol ve çeşitli ilaçlar kullandırıldığı yapılan tespitler arasındadır. Çocuklar bu şekilde insanlıklarından çıkarılmakta, duyguları öldürülerek hayvanlaştırılmaktadırlar. Zorlama, tehdit, işkence de kullanılan yöntemler arasındadır. Uygulanan zulüm çocukların grup idealleri doğrultusunda savaştırılmalarının yanı sıra grup içerisindeki yetişkinlerin şahsi isteklerinin yerine getirilmesini sağlama amacını da gütmektedir. Çocukların savaşlar sonrası topluma entegrasyonları oldukça zor olmaktadır. Bu çocukların psikolojik durumları ile ilgili olduğu kadar toplumun bu çocuklara bakışı ile de ilgilidir. Çünkü toplumun büyük bir kesimi bu çocukları mağdur değil suçlu olarak görmekte ve çocuğu kabullenmemektedir. Sonuç olarak evet bu çocuklar artık birçok suç işlemiş bireylerdir. Ancak unutulmamalıdır ki yetkililer ve toplum üzerine düşen görevleri yapmış olsaydı -bu çocukları koruyabilmiş olsaydı- bu çocuklar o zaman suçlu olmayacaklardı. Bizler bir şekilde çocuklarımızı korumada yetersiz kaldığımız için onlar bu duruma gelmektedirler.
Bu noktada ben de sormak istiyorum. Çocuklarını koruyamayan bir aile, çocukları koruyamayan bir toplum o çocuktan ne beklemeli? Görevlerini yerine getirmeyen yetkililer o çocuklardan ne beklemeli? Ya da bir şey beklemeye hakları var mı? Kendileri işlerini yapmadığı için bir anlamda mağdur edilmiş olan çocukları cezalandırmak peki?..
Benim sorularım böyle uzar gider. Çocukların çeşitli nedenler ile suçlara itilmediği, hak ettikleri şekilde insani koşullarda ve güven içerisinde yaşayabildikleri bir dünya umudu ile…