Geleceğin nesillerini yetiştirecek! Zamanımızın ebeveynlerine her zamankinden daha büyük görevlerin düştüğü dönemleri yaşıyoruz. Eğitimin aileden, öğrenimin de okullardan geçtiğini düşündüğümüzde, genç nesil için en kritik dönemler diyebiliriz. Hatta “Ağaç yaşken eğilir.” sözünden hareketle, o genç beyinlere ve bedenlere yapılacak yüklemelerin ne derece etkili ve kalıcı olacağı çok açık.
Elbette, insanların yaşadığı lokasyon, çevre ve iletişim kalitesi insan yetişmesinde büyük bir faktördür. Etrafında yaşayanları ve olayları gözlemleyerek doğruyu ya da yanlışı ayırt etme yetisi de gelişir. Ne maddiyat baskın olmalı ne de maneviyat! Her şeyin normali, hayatımız olmalı.
Aile kavramı iyi oturmuş gençlerin etrafına saçacağı ışık ve enerji göz ardı edilemez. Nerede, ne zaman ve nasıl davranması gerektiğini bilen insanlar, iyi aile tedrisatından geçmiş bireyler olarak topluma karışır. Her şeyin aşırısı bünyeye zarar verir. Zaman gelir, yüksek seviyede ve kolay elde edilenler sıradanlaşır, haz vermez ve başka başka arayışlara girilir; o arayışlar da kişiyi çoğunlukla çıkmazlara sürükler.
Öğrenim merkezi okullar, terbiye almış bireyleri disipline ettiği gibi, planlı ve programlı olmaya da yönlendirir. Hayatta disiplin ve programlı olmak çok güzel bir meziyettir. Zaman zaman ekstra durumlar olursa da bunu ödül olarak görebiliriz.
Ne fazla akıllı, ne de saf olmaya gerek yok. Yukarıda değindiğim yaşam biçimi ve plan dahilinde neyin doğru, neyin yanlış olacağını bilecek seviyede akla ve vicdana sahip olmak bizlere yeter. Azdan az, çoktan çok peşinde koşmadan, hakkaniyetle, normalle mutlu olmak, yaşam boyu mutluluk reçetesidir.
Bütün bunları yaparken, hem yetiştireceğimiz yeni nesile aktarmış olacak hem de onlara en büyük serveti bırakmış olacağız. Elbette sahip olduğumuz servet, mal mülk yaşam kalitemize etki edecektir; ama bunları olumlu kullanacak zeka ve terbiyeye sahipsek…
Bu sebeple, hayatımıza devam ederken “empati” yapmayı ihmal etmemeliyiz. Daima; “Ne oldum değil, ne olacağım,” demeyi ihmal etmemeliyiz. Hele ki zamanımızda neyin, nereden, nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden yaşadığımız şu dönemde…
Ne başı baş… Ne idole idol… Arsızlık, hırsızlık, gasp, şiddet, kanunsuzluk almış başını gidiyor. Ne oldu bize, nasıl bu hale geldik, hangi jenerasyon bozuktu da insanlar birbirine kıyıyor? Nasıl oldu da bütün bunlara seyirci kalıyor, hatta müdahale etmek yerine videoya çekip bunun üzerinden kazanç elde edenler türedi?
Hangi ebeveyn eğitmedi? Hangi öğretmen öğretmedi? Silkinmenin zamanı geldi de geçiyor… Bu sebeple diyorum ki:
#Heralandaahlak