Kelimelerin gücünü anlatan birçok söz vardır. Gün içinde kullandığımız kelimelere ne kadar dikkat ediyoruz? Size bugün kelimelerin ne kadar önemli olduğunu anlatan ilginç ve bir o kadar düşündürücü komedi ve dram türünde 2011 yapımı bir film önereceğim: “ A Thousand Words (Kelimeler Yetmez)”
Film, başrolünde Eddie Murphy’nin canlandırdığı Jack McCall karakterine odaklanıyor. Jack, ağzı çok iyi laf yapan bir simsardır ve iş hayatında da bu yeteneği sayesinde oldukça başarılıdır. Bir gün Sinja adında bir guruyu kendisini temsilci olarak seçmesi için ikna eder. Ancak Sinja ile konuşurken yanlışlıkla bahçesindeki bir Bodhi ağacına dokunur ve eline kıymık batar. Jack farkında olmadan bu ağaçla bağ kurar ve aynı gün ağaç aniden evinin bahçesinde belirir. Jack önce bu duruma şaşırır ama ağacı Sinja’nın hediye olarak gönderdiğini düşünerek umursamaz. Ta ki ağacın yapraklarının dökülmeye başladığını fark edene kadar… Sinja’ya göre ağaç Jack ile bağ kurmuştur ve onun kullandığı her kelime sonucu ağaçtan bir yaprak dökülmektedir. Ağaçtaki tüm yapraklar döküldüğünde ise Jack muhtemelen ölecektir ve artık yapması gereken tek şey vardır o da ‘sessiz olmak’. Ancak bu Jack’in alışık olmadığı bir durumdur ve hiç kolay olmayacaktır.
Film, bize kelimelerin aslında ne kadar değerli olduğunu ve hayatımızı nasıl etkilediklerini düşünmeye sevk ediyor. Jack hayatını sadece kelimelerle anlatarak yaşayan bir karakter olarak anlatılmış ve bu yüzden konuşamadan kendini asla ifade edememektedir. Sonunda işini kaybediyor, eşi çocuğunu alıp evi terk ediyor ve tek başına kalıyor. Jack bu süreçte iç dünyasına yönelir ve bu durumun içinden nasıl çıkacağını bulmaya çalışır. Hem güldüren hem de düşündüren sahneleriyle Eddie Murphy rolünün hakkını sonuna vermiş.
Filmin son sahnelerinde ise kişisel gelişim açısından önemli bilgiler veriliyor. Özellikle son birkaç kelimesi kalan Jack, ilk olarak eşi, çocuğu ve annesinin yanına giderek onları ne kadar sevdiğini belirtiyor. Son olarak babasının mezarına gidiyor. Kalan üç kelimesi ile onu affettiğini söylüyor babası ile arasında yaşadığı çocukluğuna dair bir travmayı çözmüş oluyor ki, bu sahneden sonra bahçedeki ağaç yeniden yeşeriyor. Aslında babasını affederken kendisini de affetmiş oluyor ve böylece alması gereken önemli dersi alarak travmasını da iyileştiriyor. Ne kadar muazzam bir sahneydi! Filmlerin içinde verilen mesajlar bazen oldukça anlamlı olabiliyor. Özellikle bu sahnede gözyaşlarınızı tutamayabilirsiniz.
Filmi izledikten sonra kelimelerimizin ne kadar değerli olduğunu fark edeceksiniz. Ve bizi ifade eden tek şeyin sadece kelimeler olmadığını, hayatta kelimelerle ölçülemeyen başka değerlerimizin olduğunu. Aslında kelimelerin sesini kısıp içimize yöneldiğimiz zaman hayatımızda inanılmaz mucizeler yaşayabiliriz belki de. Dram ve komedi türündeki oldukça keyif aldığım bu filmi izlemenizi tavsiye ederim. Bir sonraki yazımda yeniden görüşmek üzere.