Hz. Eyyüb (a.s.), sabrı ve Allah’a olan bağlılığıyla insanlık tarihine ışık tutmuş bir peygamberdir. Onun hayatı, zorluklar karşısında metanetle durabilmenin ve imanın derinliğinin ne anlama geldiğini gösteren bir hikâyedir. Hz. Eyyüb (a.s.), servet ve bolluk içinde bir hayat sürerken bile Allah’a olan şükrünü asla eksik etmemiş, bu özelliğiyle Allah tarafından sevilen bir kul olmuştur. Ancak onun imtihanı bu bolluk günlerinin sona ermesiyle başlamıştır.
Allah, Hz. Eyyüb’ü (a.s.) büyük bir sabır sınavına tabi tuttu. Önce tüm malını ve mülkünü kaybetti, ardından evlatlarını kaybetmenin derin acısını yaşadı. Fakat bu kayıplar bile onun Allah’a olan inancını sarsmadı. O, her durumda “Allah verdi, Allah aldı. Hamdolsun O’na.” diyerek teslimiyetini korudu.
Ancak imtihan burada bitmedi. Hz. Eyyüb (a.s.), bedensel sağlık açısından da ağır bir hastalığa yakalandı. Vücudu yaralarla kaplandı, acı ve zorluklarla dolu günler başladı. İnsanlar bile ondan uzaklaşmaya başladı. Fakat bu yalnızlık ve çaresizlik anlarında bile Allah’a olan sevgisi ve bağlılığı sarsılmadı. Dualarında her zaman sabır ve şükürle Allah’tan yardım diledi.
Bu zor günlerde yanında kalan tek kişi eşi Rahime Hatun oldu. O, eşine destek olmaktan asla vazgeçmedi ve onun bu zor zamanlarında en büyük yardımcısı oldu. Rahime Hatun’un fedakârlığı ve sevgisi, bu hikâyede büyük bir ders olarak karşımıza çıkar.
Hz. Eyyüb (a.s.), yıllarca süren bu zorluklar boyunca asla isyan etmedi. Nihayet, samimi duaları kabul oldu. Allah, onun sabrını ödüllendirdi ve onu sağlığına kavuşturdu. Kaybettiği tüm malını ve mülkünü fazlasıyla geri verdi. Çocuklarının yerine de yeniden evlatlar ihsan etti. Hz. Eyyüb’ün (a.s.) bu büyük mücadelesi, sabır ve imanın zaferi olarak kayıtlara geçti.
Hz. Eyyüb’ün (a.s.) hayatı, sabrın ve teslimiyetin ne kadar önemli olduğunu bizlere öğretir. Hayatın zorluklarına karşı dik durmayı, her durumda Allah’a şükretmeyi ve sabırla beklemeyi onun hayatında açıkça görürüz. Hz. Eyyüb (a.s.), her ne yaşarsak yaşayalım, Allah’ın rahmetinden ümidimizi kesmememiz gerektiğini bizlere hatırlatır.
Onun sabrı, günümüz insanı için hâlâ bir rehberdir. İmtihanların geçici olduğunu ve her zorluğun ardından bir kolaylık geleceğini unutmadan, Hz. Eyyüb (a.s.) gibi şükür ve sabırla yaşamak, hayatımızı daha anlamlı kılacaktır.
Hz. Eyyüb’ün (a.s.) hayatı, zorlukların insanı yüceltebileceğini ve Allah’a olan imanla her şeyin üstesinden gelinebileceğini bizlere gösteren bir mirastır.
Bizler onun kadar olamasak da, biraz da biz sabırlı olursak ne mutlu bize…