Görsel yayın, yazılı basın, sanal alanda karşımıza çıkan, bizleri hayretler ve dehşetler içinde bırakan birçok olaya tanık oluyoruz. Bazen günlerce etkisinden çıkamadığımız olaylar, ruhsal ve duygusal dünyamızı da derinden etkilediğini, yaşamımızda hissedebiliyoruz. Korkumuz bazen derinleştikçe, nasıl hareket edeceğimizi bilemeden paranoyakça davranmaya kadar gidecek bir süreçte yaşayabilmekteyiz. Basın ve internet ortamında gördüğümüz bu vakalar bizleri bu kadar etkileyebiliyorsa, bu vakaların merkezinde bulunan görevlileri ne kadar etkileyebileceğini bile düşünmek gerçekten çok zor.
Toplumun huzuru ve refahı için kriminal olayların çözümü çok önem arz eder. Çözümü gerçekleşmemiş, failleri bulunamamış olaylarda toplum daima diken üzerinde kendini hissettiğinden, güvenlik duygusunda büyük bir yara açılmasına neden olmaktadır.
Yaşanan her suç eylemi mükemmel değildir, mutlaka arkasında bir delil bırakır. Önemli olan, o delilleri bulabilecek, kriminal ortamda değerlendirebilecek profesyonel insanların yetişmiş olmasından geçer. Bu olayın merkezinde bulunan Emniyet Teşkilatı Olay Yeri İnceleme Biriminde yıllarca emek veren ve tüm tecrübesini ve birikimini bir araya getirerek insanların faydalanması için kaleme aktarıp eserler yazan kıymetli bir kalemden sizlere bahsetmek istiyorum: Naci BAYBURT.
Kısaca Yazar Naci BAYBURT Kimdir?
- Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinde doğdu. Ortaöğretim ve lise eğitimini Gümüşhacıköy’de tamamladı. 1987 yılında Aydın Nazilli’de Polis Okulu’nu bitirdi. Eğitimini Anadolu Üniversitesi’nde ön lisans, Bahçeşehir Üniversitesi Hükümet Liderlik ve Siyaset Okulu’nu bitirdi. Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü’nde Olay Yeri İnceleme derslerinde eğitimci olarak bulundu. 2017 yılında Üsküdar Üniversitesi Adli Bilimler Enstitüsü’nde Olay Yeri İnceleme Kriminalistik dersi verdi.
- 2018 yılında TRT Belgesel Televizyonu’nda, yönetmenliğini Hakan Kerim KARADEMİR’in yaptığı Suç Dosyası dizisinde proje danışmanı olarak çalıştı. Kriminal alanda çok sayıda kurs aldı. Emniyet teşkilatının birçok kademesinde görev yaptı. Mesleğinin 29 yılını Olay Yeri İnceleme Şubesi’nde tamamladı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nde çalışmakta iken 2017 yılında emekli oldu.
Eserleri
Kan Dolduran Anılar 1
Kan Dolduran Anılar 2
Kan Dolduran Anılar 3
1 – Yazar Naci Bayburt Bey’in Kan Dolduran Anılar 1 eseri dört bölüm, 252 sayfadan oluşan bir eser. Yazar, kitapta akıcı ve sade bir dil kullandığından, okuyunca ilk sayfadan son sayfaya nasıl geldiğinizi bilmiyorsunuz.
Kitapta yazar, kendi hayatından—ilkokul yıllarından (hayatında unutamadığı ilkokul öğretmeninin davranışıyla bıraktığı psikolojik izin, hayatın akışında ne kadar önemli bir tesir oluşturduğunu daha net birinci ağızdan da okumuş oluyoruz)—başlayarak, meslek hayatının bitimine kadar olan zamanı ele alarak anlatmış.
Meslek hayatına atılmasına neden olan, görmüş olduğu bir haksız suçlamanın hayatında bir pusula görevi gördüğünü, hayatın belirli dönemlerinden kesitler alırken bazen insanlıktan nefret ettiğiniz olaylar (bebeğe karşı yapılan insanlık dışı eylem), bazen de gülümseten anılar (trafik dersindeki sorulara verilen cevaplar) ile farklı duyguları bir arada yaşamış oluyorsunuz.
İyi niyetin insanın başına bazen ne kadar büyük sorunlar oluşturduğunu da yazarın yaşadığı olaylarda ifade edilmiş.
Özellikle parmak izi ve DNA bankasının suçluyu tespitten tutun da doğal olaylarda yaşanan ölümlere kadar hayati bir öneme sahip olduğunu, silahsızlanmanın toplumun yararına olan değerini anlatan çok önemli tespitleri de okuyucuya sunmuş.
Her sayfa farklı bir dünyayı, farklı hayatları ele almış. Yaşanmış gerçek hayatlar, olaylar…
2 – Yazar Naci Bayburt’un Kan Dolduran Anılar 2 eseri beş bölüm, 251 sayfadan oluşan bir yapıt. Yazar, birinci eserde olduğu gibi bu eserde de akıcı ve sade bir dil kullanmış. Her ne kadar birinci kitabın devamı niteliğinde olsa bile, her sayfa yine farklı dünyaları ve olayları ele almış; birbirinden bağımsız olaylar, vakalar ve hayatlar…
Eser, gerçek hayattan kesitleri ele alırken, sosyolojik ve kişisel gelişim eseri olarak da görmek mümkün. Her hikâyede öneri, tavsiye ve tespitler ile insanlara ders niteliğinde mesajlar veriliyor.
Eserde geçen vakalara bakıldığında “İnsanlık bu kadar mı?” demekten kendinizi alamadığınız durumlar ile karşı karşıya kalıyorsunuz. İnsanlığınızdan utanacağınız olaylar karşısında insanlıktan nefret ettiğiniz durumların yaşandığını görüyorsunuz. İnsan yüreğinin dayanamayacağı hayat hikâyelerine tanık oluyorsunuz.
Yapıtta, fare ve hamam böceği için “Evime hırsız girdi.” diye çağrılan polisten tutun da, iş yerini dolandıran ve iş yerinin iflasına kadar yol açan olaylara… İyi niyetin ve güvenin nasıl suistimal edildiğinden tutun da, arkadaşının kızına güvenip ona iş yerlerini ve gönüllerini açan aile dostlarının düştüğü acı duruma kadar birçok hayat hikâyesi mevcut.
Yazar, yine bu eserde de silahsızlanmanın ülke için ne kadar önemli olduğunu vurgulamış ve Mürur Tezkeresine değinerek, özellikle büyük şehirlerde suçlunun tespitinde ve suç oranlarının minimum düzeye düşmesinde ne kadar etkili olacağını ifade etmiş. Aynen ben de katılıyorum. Suçlu tespitinde önemli bir yöntem; tarihte uygulanmış, tekrar uygulanabilir.
“Bir Şey Olmaz” başlığı altında yoksulluğun ve çaresizliğin ölümden de daha acı olduğu gerçeğini, insanın “birinci derece yakını” dediği kardeşine güvenmesi sonucunda, kardeşinin bu güveni kötüye kullanarak intiharına neden olduğu vakayı anlatıyor. Liyakat sahibi olmayan, egosuna düşkün birine makam verildiğinde, sonuçlarının ne kadar acı olabileceğini gösteren olayları da ele alıyor.
Dedik ya, her sayfasında hayatın farklı gerçek hikâyeleri var. Anlatılacak çok şey var…
Tecrübe, insanın sadece kendi yaşadıklarından değil, başkalarının yaşadıklarından da ders alarak hayatına yön vermesiyle oluşur.
Bir sonraki yazımızda buluşmak dileğiyle…