Tarihin en acımasız sahnelerinden biri gözlerimizin önünde yaşanıyor. Filistin’de bir halk; kimlikleriyle, inançlarıyla, varlıklarıyla yok edilmek isteniyor. Her bombanın altında bir çocuk susuyor, her yıkılan evin ardında bir anne yüreğini kaybediyor. Bu bir savaş değil, bu bir soykırımdır ve bu, insanlığın vicdan sınavıdır.
Ülkeler bu soykırım ve zulmün karşısında susarken, savaşın karanlık yüzünün her aşamasını videolarda, haberlerde izlerken tarih ise defalarca yazdığı gerçeği bizlere fısıldıyor: Zulümle abat olan görülmedi. Hepimiz biliyoruz ki zalimler hep vardı, ama hiçbiri sonsuza dek kalmadı. Mesela, Lut Kavmi ahlaki sapkınlıkta sınır tanımadı, uyarıları küçümsedi, azgınlıkta ısrar etti ve yerle bir edildiler. Gökyüzünden üzerlerine taşlar yağdırıldı. Semud Kavmi, peygamberlerini yalanladı, Allah’ın mucizesi olan deveyi katletti ve sonunda depremle ve korkunç bir sesle yok oldular.
Günümüz tarihinde ise modern çağın kravatlı Firavunları, karanlık yürekli Nemrutları da oldu. Hitler, 6 milyon Yahudi’yi katletti; sonu bir yeraltı sığınağında, kendi canına kıyarak geldi. Stalin, milyonları sürgüne yolladı, öldürdü, eziyet etti; ama sonunda paranoya ile, yalnızlık içinde öldü. Saddam Hüseyin, yıllarca halkına zulmetti; sonu bir çukurda saklanarak ve halkı tarafından asılarak geldi. Esed, milyonları yerinden etti; şimdi yalnızca Rusya’nın gölgesinde varlığını sürdürebiliyor. Netanyahu ve ardındaki zalim güçler… Bugün belki güçlü gözüküyorlar, ama mazlumların ahı tarih boyunca hiçbir zalimi ayakta tutmadı, bugün de tutmayacak.
Dediğim gibi, ne yazık ki dünya susuyor. Gözler kör, diller tutulmuş. Ama ben susamıyorum. Bir insan, bir kadın, bir yazar ve en önemlisi bir Müslüman olarak bu sessizliğe asla sığamıyorum. Çünkü biliyorum ki; zulme sessiz kalan, zalimin safına geçer. Bu yüzden susmayacağız! Susmayalım! Zulmün karşısında sessiz kalanlar, zulme ortak olurlar. Tepkinizi gösterin, gösterelim! Her yerde, her platformda, her fırsatta Filistin’i dile getirelim. Sosyal medya hesaplarınızda yankı bulsun; buluşmalarda, toplantılarda konu Filistin olsun!
İblisoğullarının, Ademoğulları üzerindeki zulmüne sonuna kadar direnelim. Filistin halkı için, üzerine bombalar yağan o masum çocuklar için, sabilerin feryatları için farkındalık yaratalım. Her şeyin hesabını vereceğimiz ahirette, zulme sessiz kalmadığımızı tüm yeryüzüne göstermeliyiz! Sesimizi duyurmak, vicdanı uyandırmak, bizim görevimiz!
Bu yazıyı bir köşe yazısı olarak değil, bir vicdan kaydı olarak yazıyorum. Tarihe düşsün, susanlar utansın, susturulamayan kalemler hatırlansın diye. Belki bir gün bir çocuk okur bu satırları; gözlerinin önünde yıkılan evlerin sadece taşlardan ibaret olmadığını anlar diye…
Muhakkak ki İsrail’in zulmü geçecek. Çünkü her zulüm gibi bu da çökecek ve Filistin’in direnişi, insanlık tarihine kocaman harflerle şeref olarak yazılacak.
Rabbim…
Gazze’nin üstünü örten karanlığı sen aydınlat. Çocukların gözyaşlarını rahmete, kadınların çığlıklarını huzura çevir. Mazlumların duasına, sabrına, direnişine derman indir. Ve bizleri de susmayan, unutmayan, alışmayanlardan eyle. Bize güç ver. Kalemimize cesaret, dilimize hikmet, kalbimize adalet ver. Mazluma yoldaş, zalime karşı dimdik duranlardan yaz bizi.
Âmin.