Düşünmek, mor dağlara bakıp,
Mor dağların zehirlenmiş toprağını düşünmek.
Ne günahı vardı bu toprağın taşın!
Ne günahı vardı vatan toprağında çıkmayan bir domatesin?
Ne günahı vardı o domatesi toplayamayan körpe kızın?
Düşünmek mor dağlara bakıp,
Tan vakti tanıdık bir şehre girmeyi,
Tanıdık yağmur kokusunu çekmeyi ciğerine,
Tanıdık bir lokma ekmeğin sıcaklığını…
Düşünmek mor dağlara karşı,
Her insanın sevilmesi gerektiğini,
Acının, zulmün, gözyaşının, açlığın olmadığını,
Sarı saçlı çocuğun gözlerindeki umudun ışığını.
Düşünmek mor dağlara bakıp,
Sevdiğin körpe kızın gözlerini,
Gülüşünü duymayı kulaklarında,
Hissetmek ellerini avuçlarında.
Düşünmek mor dağlara bakıp,
Dayak yediğin günleri sokakta,
Bir pehlivan gibi yürüdüğün kaldırımları da,
Düşünmek mor dağlara bakıp,
Ölümünü engelleyemediğin insanları,
Ve en nihayetinde öldüğünü…
(06 Temmuz 2020 / Çukurca)
Düşünmek mor dağlara bakıp,
Neşeyle kuyruk sallayan köpeği,
Koşulsuz sevginin nasıl şifa olduğunu,
En çok sevilmesi gerekenin en güçlü durmaya çalışanlar olduğunu