Tıpta yeri yoktur ama “dua” iyileştirir. Ne güzel bir söz değil mi?
Dua, bu dünyadaki tüm kulların Allah’a yakınlaşmasını sağlayan insanın içini huzur ve muhabbet oluşturan bir şeydir. Evet, tıpta yeri yoktur. Ama geçmişten günümüze kadar birçok yaşanan olaylarda Rahman olan Allah’ın mucizelerine hepimiz şahit olmuşuzdur. Ameliyata girerken, yola çıkarken, yeni bir işe başlarken hep dua ederiz.
Dua, tüm kapıları biz kullara açılan sonsuz bir rahmet kapısıdır. Bu kapıdan hangi dine, hangi mezhebe, hangi ırka ait olursak olalım, yüce Yaradan bize hep bir yol göstermiştir. Bu, insanoğlunun maneviyata vermiş olduğu önemdir. Düşünsenize! Başımıza bir olay geliyor ve önce Yaradan’a isyan ediyoruz. “Bu olay neden benim başıma geldi, benim suçum, günahım neydi?” Sonra düşününce, yüce Yaradan bizlere elbet kaldıramayacağımız bir yük vermez. Bizler Allah’a sığındığımız sürece bizleri her türlü kötülükten musibetlerden uzak tutar. Yüce Allah Kuran-ı Kerim’de dua ile ilgili bir ayetinde şöyle buyuruyor; “Kullarım sana, benden soracak olurlarsa, şüphesiz ki ben onlara yakınım. Dua edenin duasına icabet ederim. (Öyleyse) onlar da benim davetime icabet etsinler ve bana iman etsinler ki (akıl, doğruluk ve olgunluk sahibi olan) rüşt ehlinden olsunlar. (2/Bakara, 186)”
Size başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim; Bir gün, hastaneye bir rahatsızlığımdan dolayı acil servise gittim. Acile, trafik kazası geçiren bir hasta getirdiler. Hastanın durumu çok kritikti. Ailesi geldi. Herkes bekleyiş içeresinde bir içeri, bir dışarı çıkıp durdular. Doktorlar içeride hastaya gerekli müdahaleyi yapıyorlardı elbet. Köşede yaşlı bir teyze mırıl mırıl bir şeyler söylüyordu. İlk başta fazla önem vermedim ama. Sonra öğrendim ki trafik kazasında gelen kişinin annesiymiş. “Allah’ım! Evladımı Sen bana verdin, Sen alacaksın. Ama ne olur onun canını alma, bana evlat acısı tattırma. Ben bu acıyla yaşayamam. Benden al, ona ver.” Bir annenin, Allah’a yalvarmasına şahit oldum. Tüylerim diken diken oldu. Yaklaşık iki saat sonra doktor dışarı çıktı ve hastanın yakınlarına çocuklarının hayata geri döndüğünü ve yoğun bakıma alındığı söyledi. Anne: “Allah’ım! Sana şükürler olsun oğlumu bana bağışladın. Âmin!” dedikten sonra yere yığıldı. Doktorlar, anneyi müdahale için içeri aldılar, ama anne hayatını kaybetmişti. Yüce Yaradan, bir annenin duasını duymuş. Oğlunu hayatta tutmuş, ancak anneyi yanına almıştı. Ne kadar kötü bir olay, o anda kendi acımı unutup ağlamaya başladım.
İşte, bir annenin evladı için kendi canından fedakârlık etmesine şahit oldum. Tıp bir insanı hayata bağladı. Bir canı kurtaramadı. Ama burada Yaradan’a seslenişe, yalvarışa ve duanın insanın hayatında neler yaptıracağına şahit oldum.
Yüce Mevla’m kimseyi duasız ve imansız bırakmasın. Sizleri yüce Yaradan’a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla…
Maneviyat, yolunuzu aydınlatan rehber olsun…