DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE MADDE KULLANIM SIKLIĞI
Dünya üzerinde yaklaşık olarak 50 milyonun üzerinde uyarıcı-uyuşturucu psiko-aktif madde kullanım bozukluğuna sahip bireyler bulunmaktadır. Bu kullanım bozukluğuna sahip 25 yaş üzeri bireylerin %12 ila %15’inin şahsına, eşyalara ve çevresindeki bireylere zarar verebilecek derecede alkol veya madde kullandığı belirlenmiştir. Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı genellikle her alanda etkisini göstermektedir. Tüm ülkelerde madde ve alkol kullanım bozukluğu görülmekte ve hiçbir ülke bu halk sağlığı sorununun dışında kalamamaktadır (ILO, 2018).
20. yüzyılın son zamanları olan 1997 yılında, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Denetimi Programı’nın oluşturduğu “Dünya Uyuşturucu Raporu’ndan (The World Drug Report) ulaşılan bulgulara göre, sadece bir yıl içerisindeki madde kullanım bozukluğuna sahip kişiler ya da bir kez olsun madde kullananların sayıları şöyledir; eroin 8 milyon, kokain 13 milyon, esrar 141 milyon, amfetaminler 30 milyondur. Dünya Uyuşturucu Raporuna göre, özellikle son zamanlarda dünya üzerinde kaçak yollarla yapılan uyuşturucu madde miktarında yükselme meydana gelmiş, piyasadaki hareketlilikten ve madde miktarının artmasından dolayı arz talep dengesi değişmiştir. Dolayısıyla madde fiyatlarının da düştüğü gözlenmiştir. Son 10 yılda dünyada yapılan toplam ticaretin %10′ unu yasa dışı satılan maddeler oluşturmuş, bu tip uyarıcı maddelerin ticareti otomotiv ve demir-çelik ticaretinin hemen arkasında yer almıştır (Köknel, 1983, s. 43).
Özgürlükler ülkesi olarak bilinen Avrupa ülkesi Hollanda’da esrar ticareti serbestleştirilmiştir. Hollanda bu yasallaşma akımının başını çekerek esrarı yasal olmayan madde kapsamından çıkarmış ancak kullanıcının yalnızca kendi kullanabileceği miktarlarda üzerinde esrar taşımasına izin vermiştir. Böyle yaparak esrarın yasal bir madde kapsamına girmesini önlemiştir. Böylece yan yasallaştırma yolu ile bir tür deneme-yanılma sürecine girmiş bulunmaktadır. Bu uygulamadan sonra yapılan bir araştırmada esrar kullanımının serbest bırakılmasının kullanım oranlarında herhangi bir değişikliğe sebep olmadığı gözlenmiştir (Sayım, 2000).
Fransa’da son yıllarda alkol tüketiminin hızla artması sonucunda halkı bilinçlendirmeye ve farkındalık oluşturmaya yönelik bir çalışma neticesinde, alkol tüketimi ve sorunları geçmişteki yıllara göre azalmıştır (Kasatura, 1998).
Türkiye ise jeopolitik konumu nedeniyle uyuşturucu ticaretinin ortasında bulunmaktadır. Bilhassa 1980’lerden sonra gittikçe artış gösteren silah-eroin değişimi ile birlikte psiko-aktif maddelerin Türkiye’de de kullanılmaya başlandığı gözlemlenmiştir. Bugüne kadar yapılmış herhangi bir çalışma bulunmamasına rağmen, ülkemizde 100 bin civarında madde bağımlısı birey olduğu tahmin edilmektedir (Kalyoncu, 1996, s. 26). Ülkemizde farklı zamanlarda farklı yerlerde araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucunda uyuşturucu kullanım bozukluğuna dair ortalama bir sayı elde edilmektedir. 1991 yılında İstanbul’da sadece dört okulla ve 1500 lise öğrencisi ile gerçekleştirilen anket çalışmasında yaşam süresince en az bir kez kullanım yüzdesi sigara ve alkol dışında herhangi bir madde için %2.6, sigara için %15.7, alkol için %27.6, esrar için ise %7 olarak bulunmuştur (Sabuncuoğlu, 1995).
Antalya kent merkezinde lise son sınıf öğrencilerini kapsayan bir anket çalışmasında son bir yıl içindeki kullanım oranlarına bakıldığında diğer çalışmalardan farklı bir sonuca ulaşılmamaktadır.
Yapılan başka bir araştırma ise 2001 yılında Türkiye’de farklı coğrafi bölgelerden seçilen 9 ilde ilköğretim ve ortaöğretim gençleri arasında yapılmış bir anket araştırmasıdır. Toplam 24,000 kişiye anket uygulanmıştır. Anket araştırmasında sigara bağımlısı öğrencilerin yaygınlığı oldukça yüksektir. Özellikle 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri arasında sigara kullanım yaygınlığı %50’den fazladır. Gençler arasında alkol (%45) kullanımı da sigara kullanımı gibi benzer değerleri oluşturmaktadır (Gökler & Koçak, 2008, s. 96). Alkol kullanımı ile birlikte diğer maddelerin kullanımının en yaygın görüldüğü illerin, ortaöğretimde İzmir (%64,7), ilköğretimde Eskişehir (%14.6) olması dikkat çekicidir. Bir bütün olarak değerlendirdiğimizde sigara ve alkolden sonra en sık kullanılan maddeler uçucu maddelerdir. Bu, ortaöğretim öğrencilerinde %5.1, ilköğretim öğrencilerinde %3.2 olarak bulunmuştur. Kullanım sıklığı en düşük olan maddelerin ise eroin (%2.5), ecstasy (%2.5) ve kokain (%2.4) olduğu saptanmıştır. Diğer yandan gençler arasında uyuşturucu hapların (%2.8) kullanımı düşük oranda bulunmuştur fakat doktorun reçete etmesinin dışında sakinleştirici hapların (%5.2) kullanımı ise uçucu maddeler kadar yaygındır (Ögel & Liman, 2003).
Uyarıcı madde bağımlılığında en riskli yaş aralığı 12-17’dir. 17-25 yaş aralığında ise bağımlı kişi sayısı artmaktadır. Madde bağımlısı olan gençlerin % 68’i ise 18 yaşın, % 32’si 20 yaşın altındadır (Gökler & Koçak, 2008). Bütün bu verilerin dışında dünya ve Türkiye özeli incelendiğinde her geçen yıl alkol ve madde kullanımının artığı görülüyor. Bunun en büyük nedeni olarak ise alkol ve maddeye ulaşılabilirliğin daha da kolay hale gelmesi gösterilebilir. Ayriyeten sosyal medya kullanımının yaygınlaşması ile özendirici faaliyetlerin artması bir risk unsuru olarak önümüze çıkmaktadır. Özellikle 12-21 yaş arası grup bu tehlikeye karşı büyük önem arz etmektedir.
Kaynaklar:
- Gökler, R., & Koçak, R. (2008). Uyuşturucu ve Madde Bağımlılığı. Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 89-104.
- ILO. (2018, Mart 19). İnternational Labour Organization: https://www.ilo.org/global/lang–en/index.htm adresinden alınmıştır
- Kalyoncu, A. (1996). Uyuşturucu Kullanımı ve Tedavi Sorunları. Bilim Teknik Dergisi, 13-32.
- Kasatura, İ. (1998). Gençlik ve Bağımlılık. İstanbul: Evrim Yayınları.
- Köknel, Ö. (1983). Alkolden Eroine Kişilikten Kaçış. İstanbul: Altın Kitapları.
- Ögel, K., & Liman, A. (2003). Gençlerde Madde Kullanım Yaygınlığı ve Özelliklerinin Değerlendirilmesi 2001 Araştırma Sonuçları. Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği Yayınları, İstanbul.
- Sabuncuoğlu, B. (1995). Uyuşturucu Bağımlılığı. Ankara: Milli Eğitim Yayınları.
- Sayım, A. (2000). Lise Öğrencilerini Bilgilendirmenin Madde Konusundaki Görüşlerine Etkisinin İncelenmesi. İ. Ü. Adli Tıp Enstitüsü Yayınlamamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul.
Bu konuda yazardan daha çok yazı paylaşımı görmek istiyoruz 🙂
hocamdan daha önce terapi almıştım güler yüzy ve bilgisiyle kendime geldim