Küçücük boyuyla bana kafa tutuyor bak hele.
Öfkelenince elinde ne varsa fırlatıyor.
İstediği bir şey olmayınca bağırıyor, kendini yerlere atıyor.
Öfkelenince, kızınca ne yapacağını bilemiyor.
İnsan neden öfkelenir? Öfke hali bizi güçlü biri mi yapar? Öfkelendiğimizde karşımızdakine vermek istediğimiz mesaj nedir? Çocuklar için öfke ne anlama gelir? Öfke çocuklar için öğrenilen bir duygu mu yoksa çocukların bazıları doğuştan öfkeli mi doğar?
Hepimiz engellendiğimizi hissettiğimiz zamanlarda az çok öfkeleniriz. Öfke hali her ne kadar kimi zaman savunma işlevi görse de, sürekli öfkelenen insanlar perdenin altında çaresiz, zayıf, güçsüz birini saklıyor olabilir. Yüksek perdede yaşanan bir öfke hali, kırılgan bir egoya işaret ediyordur. Egomuz saldırı altındadır ve biz onun kırılganlığını gizlemek için büyük tepkiler veriyoruzdur. Peki çocuklar için de durum böyle mi? Çocuklar neyi gizliyor olabilirler ki? Çocuklarda ortaya çıkan öfke probleminde, iki taraflı bir durum değerlendirmesi yapmak gerekir. Problemin hem çocuk hem de ebeveyn tarafı vardır. Bir tarafta yaşadığı duygu ile ne yapacağını bilemeyen bir çocuk diğer tarafta ise öfkeye karşılık vererek öfkeyi besleyen ebeveyn. Ebeveyn ile çocuk arasında kimi zaman bir kısır döngü halini alan öfke hali için size, yazı boyunca uygulama önerileri vereceğim.
1- İlk olarak kendinize şu soruyu sorarak başlayın: Çocuğumu yetiştirme tarzım onun bu duygusunun ortaya çıkmasına sebep oluyor olabilir mi? Aşırı disiplinli ve sürekli çocuklarına uyarı veren ailelerde çocuklar bazen ortaya çıkan engellenme hissi nedeniyle daha hızlı ve daha çok öfkelenebilirler. Sürekli yapma kızım, yapma oğlum, daha dikkatli ol, sen yapamazsın dur ben yapayım, bak bile bile yapıyor, sen aptalsın gibi itham edici ve çocukların becerilerini yok sayan cümlelerin sık kurulması, çocukta reddedilme hissine sebep olabilir ve çocuğun bunu öfke duygusu ile dışa vurmasına yol açabilir. Anne-babalar seanslarda şu cümleleri sıkça söylerler: “hocam hep böyle yapıyor, bizi hiç düşünmüyor”, “bunu kasıtlı ve bile bile yapıyor”, “asla değişmeyecek, çabalamanın bir anlamı yok”… vb.
Suçlayıcı tarzda konuşan ebeveynler, çocukları hoş görünmeyen bir davranışta bulunduklarında otomatik olarak problemin kendi çocuklarında olduğunu düşünerek yargılayıcı davranırlar. Bu tutum çocuklara dair etiketlemeye kadar gider: aptal, ahmak, bir işi de becer, sürekli aynı hatayı yapmak zorunda mısın?…vb. Etiketleme çocuğun gerçekten yaşadığı bir sıkıntı varsa bunu göz ardı eder ve çocukta reddedilme hissi ile öfkeyi de beraberinde getirir. Tabi bu yaralayıcı ebeveynlik tutumu, ebeveynin kendi geçmişi ile yakından ilişkilidir. Tabiri diğerle, etiketlenen etiketlemeyi öğrenir. Unutmamalıyız ki çocuklarda çoğu problemli davranış, ilişki problemleri nedeniyledir. Anne-baba ve çocuk dekleminde kurulan ilişkinin durumu, çoğu zaman çocuğun davranışlarında kendini gösterir. Özellikle küçük çocuklar duyguları tam olarak anlayamadıkları için problemleri davranışsal olarak ortaya çıkar. Örneğin, aşırı kaygılı olan küçük çocuklarda kendine zarar verme davranışı baş gösterebilir (tırnak yeme, kaş ve saç yolma…).
2- Çocuğum öfke duygusunu tanıyor mu? Ve bu duygusu ortaya çıktığında onunla ne yapacağını biliyor mu? Ortaya çıkan duygu ile ne yapacağımızı bilmek için o duygunun ne olduğunu, neden ortaya çıktığını ve sonuçlarını bilmek gerekiyor. Bu nedenle çocuğunuzda öfke duygusu ile ilgili belirgin bir problem varsa, ilk olarak öfke duygusunu tanıması için onunla basit duygu çalışmaları yapabilirsiniz. Duyguların tamamını tanıttıktan sonra özel olarak öfke duygusu üzerine konuşabilirsiniz. Örneğin, işe öfke duygusunun şeklini çizerek başlayabilirsiniz. Sonrasında “Öfkenin rengi nedir? Öfkeli insan nasıl yürür?” sorularına cevap vermesini istedikten sonra, devamında “Öfkeli insan nasıl konuşur? Öfkeli insan nasıl nefes alır? Öfkeli insan nasıl görünür?” sorularını canlandırarak göstermesini isteyebilirsiniz. Sorularla birlikte ortaya çıkan amaç, öfke duygusunun çocuk tarafından tanınmasıdır.
3- Son olarak çocuğunuzun hangi durumlarda öfkelendiğini belirleyerek, o durumlarda aklından geçenleri ve daha farklı nasıl düşünebileceği üzerine çocuğunuza yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, arkadaşlarından biri çocuğunuzun ayağına basarak geçti ve çocuğunuzda öfkelenerek arkadaşına vurdu. Ki bu durumda çoğu ebeveyn hemen “Bak oğlum/kızım vurmak kötü bir davranış. Arkadaşının canı yandı. Arkadaşından özür dilemelisin.” diye bol nasihat içeren bir konuşmaya başlar. Evet kısmen işe yarar ama tekrarlayan öfke hali için eksik kalır. Eğer çocuğunuz konuşma düzeyi ve bilişsel açıdan iyi durumda ise ona davranışı ve duygusu üzerine sorular sorarak öfke hali üzerinde düşünmesine yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, “Arkadaşın ayağına bastığında ne hissettin? Aklından neler geçti? Öfkelendiğimizde iç sesimiz bize durmadan bir şeyler söyler,senin içinde ses ne söylüyordu (örnek vererek anlamasına yardımcı olun, örneğin, arkadaşım bana selam vermeden geçince ‘bak ya beni önemsemiyor, bilerek selam vermedi’ diye düşünebiliriz)?.. vb.” Eğer çocuk aklından geçeni bulabilirse, ona çocuğunuza alternatif bakış açılarını göstermek için “Peki arkadaşın yanlışlıkla, istemeden basmış olabilir mi?” diye sorduktan sonra, son olarak “Daha farklı nasıl davranabilirdin? Öfkeni kontrol etmek için ne yapabilirdin?” sorularını sorarak öfke duygusu ile nasıl baş edeceği konusunda yardımcı olabilirsiniz.
Üç madde şeklinde sıraladığım öneriler, çocuklarda ortaya çıkan öfke hali için “ne yapabilirim?” kısmında size yardımcı olacaktır. Tabi bu öneriler sadece çocuklar için değil, yetişkinler içinde; çünkü öfkesini kontrol etmede zorlanan bir baba ya da anne, çocuk için örnek teşkil edecektir. Çocuklarınızda bu aşamaları uygulamaya geçmeden önce, kendi tutum ve davranışlarınız üzerinde gözlemler yapmanız gerekmektedir. Neden? Çünkü çocukluktan itibaren, toplum olarak yaşadığımız duyguları bastırmayı öğreniriz. Anne-babamıza öfkelendiğimizde, nefret ettiğimizde, kızdığımzda bu duyguları ifade etmemenin doğru davranış olduğu bize öğretilmiştir. Bu durum özellikle anne-babalık zamanında öfkenin çocuklarımıza yönelmesine sebep olabilir. Bize bağırılmıştır, ne hissettiğimiz yok sayılmıştır. Ol sebepten, kendi anne-babası ile ilişkimizi tam manada anlamak, çocuklarımızla kurduğumuz ilişkinin daha yapıcı ve doyurucu olmasına yardımcı olacaktır. Vesselam 🙂
Kitap Önerileri:
- Nihan Kaya-İyi Aile Yoktur ve İyi Toplum Yoktur
- Isabella Filliozat- Denemediğim Yol Kalmadı
- Isabella Filliozat/Virginie Limousin- Duygularım/Oynuyorum ve Kendimi Tanıyorum
- Amanda Robinson- Öfke Yönetimi Becerileri(Çocuklar için)
- Veysi Çeri- Yeterine İyi Ebeveyn Olmak
Eline , emeğine sağlık Kürşat .. yine son derece yararlı , farkındalık sağlayan bir yazı ????
Çok teşekkür ederim Ayşe?