Gerçekten aşık olduğumuzda, bunu sonsuza dek devam etmesini isteriz. Şöyle söyleriz, “Şimdi yaşadığımız bu harika duygular, içimizde daima yaşayacak. Aramıza hiçbir şey Aşkımızdan önemli hiçbir şey yok aşkımızın bitmesine hiç izin vermeyeceğiz.”
Ne yazık ki hiçbir aşk sonsuza dek devam etmiyor.
Sonunda içimizde uçuşan kelebekler uçup gider. Gözümüz açılır, ayaklarımız yere basar. Karşımızdakini görmek istediğimiz gibi değil olduğu gibi görmeye başlarız. Bazı kişilik özelliklerinin bizi rahatsız ettiğini fark ederiz aşık olduğumuz toz konduramadığımız insan aniden ağır sözler söyleme, bizi eleştirme hakkına sahip olur.
Aşkımız sürerken gözümüze görünmeyen özellikler, giderek devasa dağlara dönüşür.
Bir zamanlar birbirine deli gibi aşık olanlar düşmana dönüşürken, evliliğiniz bir savaş haline döner.
Aşık olma deneyimi ortalama 2 yıl sürer ve daha hayatın gerçekleri ile yüzleşiriz. İsteklerimiz farklılaşır kendimizi ondan önde tutmaya başlarız.
Erkek isteklerini ifade eder ama bu istekler kadının isteklerinden farklıdır. Hepimiz doğamızda benmerkezci ve benciliz. Aşık olduğumuzda hissettiğimiz duygular bir yanılgıdır. Erkek sevişmek ister, kadının başı ağrır. Kadın ailesini görmek ister, erkek “ailenle bu kadar ailenle vakit geçirmen hoşuma gitmiyor” der. Erkek araba almak ister, kadın için bu istek oldukça gereksizdir.
Zamanla aralarındaki yakınlık ortadan kalkar, bireysel istekler, ihtiyaçlar düşünceler hakim olmaya başlar.
Gerçek şu ki, evliliklerde sevgiyi korumak önemlidir. Her insanın sevgi dili farklıdır.
Eğer sevgi iletişiminde etkili olmak istiyorsak, öncelikle eşinizin sevgi dilini keşfetmek ve öğrenmeliyiz . Asıl mesele, eşinizle aynı sevgi dilini kullanmaktır.