Yeşil Bursa’yı ıslatan sonbahar yağmuru altında işittim ilk kez adını. Biricik evladı anlatıyordu Azeri üstat Memmed Demirçioğlu’nu. Azeri kelimesini kabul etmeyişi zaten gönlümü cezbetmişken, her ifadesinde üstüne basa basa ‘Azerbaycan Türkü’yüz biz’ deyişi ile mest olmamı, şair, yazar, ressam ve tezeneyi ustaca sazın telleriyle buluşturan bir babanın oğlu oluşuyla da pür dikkat kesilmemi sağlamıştı.
Sohbetin ardından bana iki armağan kalmıştı. Birisi üstad Demirçioğlu’nun şiir kitabı olan Sahra Gülleri’ydi. Ne yazık ki üstat, 2015 yılında ebediyete intikal ettiğinden imza ricam evladı Dasgın Memmedoglu tarafından yerine getirilmişti. Öteki armağan ise kardeş ülkenin Karakoç’u diye nitelendirdiğim Memmed Demirçioğlu’nun hayatını merak edip araştırmaktı.
Ressam, Şair, Heykeltıraş, Yazar, Âşık Bir Üstat…
Azerbaycan’ın Karakoç’u deyişime bakmayın. Sadece dizeleriyle öne çıkmıyordu. Belki bir Osman Hamdi Bey namına ulaşamasa da usta bir ressamdı Memmed Demirçioğlu. Tezenesiyle Neşet Ertaş, Musa Eroğlu’ydu. Esasında henüz çocukluk evresinden itibaren meziyetli bir heykeltıraştı. Genellikle Allah aşkıyla okuduğum nameleriyle Sezai Karakoç’tu, Abdürrahim Karakoç’tu.
Türk ozanlar, sanatçılar ve üstatlar ile özdeşleştirmemin sebebi Azerbaycan sanat ve edebiyat dünyası için önemine değinmekti.
Üstat Demirçioğlu 1951 yılında Azerbaycan’ın Qazax şehrinin Qaymaklı köyünde dünyaya gelmişti. Yaşamını başkent Bakü’de sürdüren üstat 64 yıllık yaşantısına birçok eser sığdırmayı başarmıştı. Henüz çocuk yaşlarda ressamlık ve heykeltıraş meziyetiyle ön plana çıkmıştı. Ustalık evresinde ise ülkesinde önemli isimler olan şairler Ağamalı Sadık Efendi ve Akif Semed’in heykel eserlerini icra ederek bu alanda da nam salmıştı. Şairlik evresi ise eşine ilk aşık olduğu dönemde kendini göstermeye başlamıştı. Eşine olan sevgisini kaleme şiir aracılığıyla ele alan Demirçioğlu, ilerleyen dönemde tasavvufi şiirleriyle ülkesinin önemli şairleri arasına girmişti.
Tuvale döktüğü resimler, kaleme aldığı makaleler, kitapları, heykelleri, şiirleri ve çaldığı müzikal eserler. Sanat ve edebiyat kariyerini dolu dolu ve çok değerli eserlerle donatan Demirçioğlu, aynı zamanda sosyal yaşantısıyla da sadece çevresinin değil, hem Qazak ve Bakü şehrinin hem de Azerbaycan Devleti’nin en sevilen simaları arasında yer alıyordu. Yetiştirdiği evlatları ve talebeleri de bugün O’nun izinde giderek çevrelerinde oldukça saygın kişiler durumunda yer almaktadırlar.
Bugün sosyal medya üzerinden erişebileceğimiz ressamlık sanatının eseri olan çizimler neredeyse ülkenin ikon eserleri halinde. Azerbaycan’ın devlet büyükleri, kahramanları, edebiyatçı ve sanatçıları onun çizimiyle yeniden popüler hale gelmiştir.
Eline aldığı tezenesiyle can verdiği müzikal ve şiirsel ozanlık marifeti de hala günümüzde sıkça paylaşılan eserler arasında yer almaktadır. Bu eserlere de sosyal video paylaşım platformları üzerinden ulaşılabilir.
Elimdeki tek eseri olan Sahra Gülleri şiir kitabı da diğer eserleri gibi Azerbaycan Türkçesi ile kaleme alınmış, tasavvuf yönünden oldukça güçlü ve etkileyici bir eser. Toplam 284 sayfadan oluşan Sahra Gülleri kitabı toplamda 276 şiirlik bir eser. Bu eser ile birlikte toplam 5 kitabı bulunmaktadır.
Üstat bugün Qazax şehrinin Qaymaklı köyünde, ışıklı mezar olarak da adlandırılan ve maskının da yer aldığı, oğlu Dasgın Memmedoglu tarafından yaptırılan kabirde ebedi istirahatgahındadır.
Merhum üstat Memmed Demirçioğlu ile ilgili bir giriş yazısıydı bu. Nasip olur doğduğu büyüdüğü coğrafyada, yaşayan eş dost ve edebiyatçıların bizzat kendi dillerinden Memmed Demirçioğlu’nu anlatmak niyetiyle…
Hecimce küçük de olsa cani gönülden yazılan bu dəyərli yazı üçün teşekkür ederim, var olasın Mehmet bey.
Teşekkürler Hemid Bey Ağabey. Can Azerbaycan’ımıza selam olsun. Varolun.