Bir çoğumuzun planlarının bir yerinde, bazen toplumun dilinde, bazense gözlerimizin önünde olan bir konu, evlilik..
Bakışımız, yaşadıklarımız kısacası deneyimlerimiz evliliğe karşı farklı bakış açıları ortaya çıkarıyor. Ancak ortada bir gerçek var ki bireyselciliğin hızla arttığı çağımızda evlilik bir tartışma konusu haline gelmeye başladı. Popüleritesinden ödün vermese de gerekliliği konusunda ki görüşler farklılaşıyor, boşanma oranları da hızla artıyor. Peki riskli bir yatırım olarak da görülen evliliğe haydi gelin yakından bakalım.
Türk tarihinde evlilik ve aile bir toplumun en büyük güç kaynağı olmuştur. Arkeolojik kazılar, anıtlar ilerleyen yıllarda ise kararnameler ve seyahatnameler evlilik konusunda bize bilgiler vermiştir. Eski Türklerde çok eşliliğe dair kanıtlar bulunamamıştır. Aksine evliliklerin akrabalar içerisinden tercih edilmemesi ve dolaylı olarak geniş ailenin yerine çekirdek ailenin kurulması, araştırmacıların eski Türk dilinde çok eşliliği ifade eden bir sözcükle karşılaşmamaları, Dede Korkut hikayeleri ile diğer Oğuz destanlarında kahramanlar tek eşli olmaları, tek eşlilik tezine kanıt olarak ileri sürülebilir. İkinci eş gibi bir durum ise siyasi sebeplerle hükümdar olan Hakan tarafından yapılmakta ya da kadının çocuk sahibi olamaması durumunda yapılmaktaydı. Bu gibi bir durumda ilk eşin saygınlığı ve söz hakkı önceliği ise korunmaktaydı. Günümüzde ise 1926 Türk Medeni Kanunu kabul edilmesiyle yasal olarak tek eşlilik kabul edilmiş aksi ise cezaya tabi tutulmuştur. Ayrıca kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı da tanınmıştır.
NEDEN EVLENİYORUZ?
Kısaca evlilik ve tarihçesine değinmenin ardından ‘‘peki neden evleniyoruz?’’ sorusuna haydi yanıtlar bulalım.
1) Sevgi ve Ait Olma Hissi
Moslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde de yer alan bu kavramlar aslında bizlerin onay almak, şefkat ve ilgi ihtiyaçlarımızı vurguluyor.
2) Güvenmek
Tatsız geçen bir gün ardından koşulsuz güvenebileceğiniz birinin olması, olduğunuz gibi kabul edildiğiniz birine kalbinizi açmak istemeniz, dünyaya geldiğiniz andan itibaren ‘’anne-baba, aile, sıcak yuva’’ üçlüsünün birçoğumuz için güvenli alanı temsil etmesi bizler için evlilik sebeplerinden biri.
3) Psikolojik, Sosyal ve Fizyolojik Güdülerin Doyurulması
Psikolojik açıdan bakıldığında toplum baskısı sebebiyle evlilik kimileri için istekten ziyade bir zorunluluk gibi algılanmakta. Bu da kişinin üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır. Ayrıca evlilik sosyolojik bir anlam da ifade etmektedir. Kişilere eş, karı- koca gibi yeni bir statü kazandırmaktadır. Bireyler bununla birlikte onay gördüklerini düşünmektedirler. Aynı zamanda cinsel olarak da kendilerine uygun partner ile düzenli bir cinsel hayata geçmek de yine evlilik sebeplerinden biri olabilmektedir. Tabii birçok toplumda, kültürde ve dinde bu bakış açılarının değiştiğini ve tek doğru budur gibi bir kanıda olmadığımı belirtmek isterim.
4) Çocuk Sahibi Olma
Gerek çocuklarına sağlıklı bir aile ortamı gerekse toplumsal normlara uyum sağlamak sebebiyle çiftler evlenmek isteyebilirler. Burada altını çizmek istediğim konu ise sadece çocuk sahibi olmak için biriyle evlenmenin tartışılırlığı. ‘‘Karı koca olma konusunda biz nasılız? Aile olmak bize göre mi?’’ sorularına yanıt bulup sonra çocuk sahibi olmak uzmanlar tarafından önerilse de anne baba olmanın evliliğe bağlı olup olmadığı ise kimi kesimler tarafından tartışılıyor. Ancak günümüzde birlikte yaşayıp çocuklarına sağlıklı bir aile ortamı sağlamak için hamilelikte evlenmeyi tercih eden insanlarda mümkün.
5) Maddi Paylaşım
Maddi yükü ortak paylaşma ya da maddi ihtiyaçların giderilmesi de kimi kesim tarafından evlenme sebeplerinden biri.
Yukarıda bahsedilenlerin bir veya birden fazlası kişiden kişiye değişmek şartıyla evlenme isteğine sebep olabilmektedir. Dolayısıyla evlenirken kendimize ‘’ben ne istiyorum ve evlilikten beklentim ne?’’ sorularını sormak önemli. İstekleriniz, beklentileriniz karşılıklı uyuştuğu takdirde ilk sağlam adımı atmış oluyoruz.
MUTLU BİR EVLİLİK İÇİN ÖNERİLER
Peki uzmanların sağlıklı bir aile devamlılığı ve mutlu bir evlilik için önerileri neler hadi bakalım.
1) İletişim Kurmak
İsteklerinizi, rahatsız olduğunuz konuları, hoşlandığınız şeyleri net bir şekilde konuşmak. Bunun içine sinirli anlarımızda ağzımızdan çıkan her sözcüğü tartmayı, gerekirse uzaklaşmayı, amacımızın uzlaşmak olduğunu ve bunun da iyi bir dinleyici olmaktan geçtiğini vurgulamamız gerekir.
2) Alan Tanımak
Bunun içine sınırları tanımayı da ekleyebiliriz. Kişilerin kendi başlarına ya da sosyal çevresi ile vakit geçirmesine olanak sağlamak çok önemli. Bazen aynı evin içinde farklı yerlerde birkaç saat geçirmek bile bizlere iyi gelebilir. Aksi takdirde kendimizi sıkışmış hissetmemiz mümkün.
3) Sorumlulukları Paylaşmak
Gerek çocuklar, ev işleri, maddi yaşam gibi konularda yükümüzü paylaşmak değerli. Tek tarafın sırtında hep bir yük varmış gibi hissetmesi eşlere iyi gelmeyecektir.
4) İlgi ve Sevgiyi Göstermekten Çekinmemek
Sözlerle ve davranışlarla gösterilen ilgi ilişkide bizleri motive edecektir. O yüzden severim ama gösteremem diyenlerden olmamak, gösterilmeyen ya da hissettirilmeyen sevginin bir işe yaramadığını üstüne basarak söyleyebiliriz.
5) Özel Anlar Hazırlamak
İlişkinin dinamiğini yükseltmek amaçlı özel günlerinizi kutlamak ya da herhangi bir zamanda özel anlar hazırlamak size ve dolayısıyla ilişkinize iyi gelecektir.
Hayatımızda bir dolu güzel başlangıçlarımız oluyor. Kimimiz için okul, kariyer, evlilik, çocuk.. Hangisinin sizin için ‘‘en’’ olduğu ya da hangilerini dengede tutacağınız tamamen size kalmış. Ancak bugün ufak bir evlilik konusunda kendi görüş ve deneyimlerim ile uzman görüşlerini birleştirerek paylaşmak istedim.