Konfor günlük yaşamımızda kolaylık ve rahatlık manasına gelen, zihnimizde olumlu çağrışımlar uyandıran bir kelime.
Cambridge sözlüğüne göre konfor alanı şöyle tanımlanıyor; kendinizi rahat hissettiğiniz yeteneklerinizin ve azminizin test edilmediği durum. Yani alıştığımız düzeni kurduğumuz, risk almaktan kaçındığımız ve kendimizi güvende hissettiğimiz alanlar konfor alanımız haline geliyor.
Konfor alanı birey için her şeyin yolunda olduğu, riski almaktan kaçındığı bir alandır. Konfor alanında insan kendini rahat ve güvende hisseder, stres ve riskin en az olduğu görünmez yaşam alanıdır.
İnsanoğlu’nun alışmış olduğu bir düzen vardır ve kolay kolay bu düzenin dışına çıkmak istemez.
Oysaki bilmelidir ki; konforu bozuldukça insan gelişir. Dünyanızı değiştirmek için bir fırsattır. Konfor alanından çıkmak yaşamı ve kendini bulmak için önemlidir. Yaşadığınız hayattan memnun değilseniz hayata başka açıdan bakmak yani; konfor alanından çıkmak gerek.
Konfor alanı alıştığınız ve süregelen düzendir. Ancak alışılan şey her zaman iyi değildir. Hayat farkındalık ve mücadele gerektirir.
Korkular kişiyi hapsettiği anda konfor alanı başlar ne zaman ki birey bu alanın dışına çıkar işte o zaman öğrenme alanı başlar. Egomuz bizi konfor alanında tutmak için her şeyi yapar. Bu alanda her şey yolunda keyifli gibidir. Bir süre sonra bu alanda depresif bir monotonluk hakim olacaktır. Değişimden sizi alıkoyacaktır. Gelişiminizi engelleyecektir. Gerek sosyal gerek iş hayatınızda kariyer yapmak, yeni şeyler öğrenmek, ilerlemek, gelişmek gibi hedefleriniz varsa konfor alanından çıkmanız gereklidir.
Bülent Demircioğlu kitabı Sınırlarımız Kadar Hastayız’da der ki: “Bazı insanlar gerçekten iyileşmeyi istemez çünkü; hastalığın onlara sundu bir konfor alanı vardır, bu durum kişi farkına varana kadar hastalık döngüsüyle devam eder.”
Kısaca işlemeyen demir pas tutar. Konfor alanımız bir süre sonra cesaretimizin mekanına dönüşür. Çünkü zihnin tuzağı olan konfor alanında kalarak kendimizi geliştiremeyiz. Gelişim için konfor alanı zincirini kırmalıyız. Başarı ve hayallerimize ulaşmak için kendimizi rahat hissettiğimizi sandığımız, risk almaktan kaçındığımız, rutin görevlerimizi yerine getirdiğimiz alanın dışına çıkmalıyız.
Durduğumuz yerde yaşlanmak yerine farklı bakış açıları kazanmak ve kendi hayatımıza yeniden başka bir gözle bakabilmek için, kendiniz için harekete geçin.
Değişimi ve gelişimi kucaklarsanız her zaman kazançlı çıkarsınız.
Konfor alanı dışına çıkmak, kişinin kendine yaptığı yatırımdır.
Duygusal zekâ uzmanı Harvey Deutschendorf Fast Company’de yayınlanan makalesinde konfor alanından çıkmanın 5 faydasını şöyle sıralıyor:
- Manevi güç,
- Öz güven,
- Değişimlere kolay adaptasyon,
- Yüksek yaratıcılık,
- Deneme cesareti.
Hayatta aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almak mümkün değildir. Konfor alanından çıkmış, duygusal zekası yüksek bireyler geleceği izlemez. Geleceğe yön verir.