Kolaylıkla Üstesinden Gelebileceğimiz Bahaneler
Türkiye’de kitap okuma alışkanlığı ve oranı üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde maalesef kitap okuma alışkanlığı ve oranı mevcut nüfus veya okur-yazarlar arasında beklenen ve istenen düzeyde olmadığı belirtilmektedir.
O zaman haklı olarak “Neden okumuyoruz?” sorusunu sorabiliriz. Ancak soruyu sorduğumuz andan itibaren kitap okuma alışkanlığı edinemememizin gerekçeleri olarak pek çok mazeretimizi öne süreceğiz. İyi ki, öne süreceğimiz mazeretlerimiz için genellikle bir çözüm yolu bulmamız kolay olacak…
Mazeret #1 : Affedersiniz ama okumak için zamanım yok…
Çözüm #1 : Bir roman veya herhangi bir okuma materyali seçecek vaktiniz olmadığını düşünelim. Ayrıca her yere yanımızda bir kitap götürme durumumuzda söz konusu olmayacaktır. Ayrılmaz bir parçamız olan akıllı cihazlarımızı (cep telefonu/tablet/laptopu) yanımıza almama gibi bir lüksümüz yokken neden bu cihazlar üzerinden -sözde okumak için olmayan zamanımızı- e-okuma, dijital okuma gibi platformları üzerinden zaman yaratarak değerlendirmeyelim. Düşünsenize herhangi bir sırada beklerken, bekleme odalarında veya herhangi bir yolculukta canınız sıkılırken ve zamanın hepsi size aitken okuyabildiğinizi. Haklısınız; uzun metinler veya bitmek bilmeyen kitaplar bunaltıcı gibi görülebilecektir. Ancak kısa metinler, öyküler veya bir şiirle başlamak da bizi bu bunamadan kurtaracaktır. Yani biz zihnimizi ne kadar beslersek -her seferinde veya bulduğumuz her anda bir parça olsa bile- o kadar doyuma ulaşacağız.
Affederseniz, aslında okumak için hemen hemen her yerde ve bir şekilde istenilenden daha fazla zamanımız olduğunu görebiliriz.
Mazeret #2 : Özür dilerim ama kitaplar da çok pahalı…
Çözüm #2 : Kitap sahibi olmanın bir zamanlar lüks olarak görüldüğü doğru olsa da bugünlerde ucuz olarak nitelendirebileceğimiz birçok sayıda kaynak var. İnternet denilen -içinde kaybolabileceğimiz- bir ortamda okuyucular için yepyeni alanlar açılmış; üstüne hem eski/nadir olarak nitelendirebileceğimiz hem de yeni kaynaklara ulaşabileceğimiz bu ortam elde taşınır cihazımız üzerinden ücretsiz veya indirimli fiyatlarla bize çeşitli seçenekler sunmaktadır.
Tabii ki, satın almak zorunda kalmadan seçebileceğimiz ve hemen hemen her türden kitaplara az çok ulaşabileceğimiz halk kütüphaneleri ve okuma evlerini de unutmamamız gerekmektedir. Düşünsenize ilgimizi çeken herhangi bir kitabı hiçbir ücret ödemeden ödünç alabiliyor ve evde okuyabiliyoruz.
İlla kitap benim olsun diyorsak da -korsan yayın olmamak üzere- değiş-tokuş şeklinde işleyen yerel sahaflarımıza uğrayabiliriz. Üstüne bir de herhangi bir yayınevinin kampanyalı fiyatlarından satışa sunduğu yeni kitaplara da denk gelebilirsek… Daha ne diyebiliriz ki!
Mazeret #3 : Ne okuyacağımı bilmiyorum?
Çözüm #3 : Ne okuyacağımızı öğrenmenin en iyi yolu, elimize geçen her şeyi okumak olabilir. Yavaş yavaş hangi türleri okumaktan keyif aldığımızı öğrenecek, kitaplar arasında bağlantılar kurmaya başlayacak ve kitapların kendi hayatımıza yansımalarını anlayacağız. Gerçekten nereden başlayacağımızı bilmiyor olduğumuzu veya süreç boyunca kendimizi çeşitli fikirlere saplanmış hissettiğimizi düşünelim. Ne yapabilir ve nereden başlayabiliriz? Kitap okumayı seven birini bulmak ve onun tavsiyelerini istemekle başlayabiliriz. Benzer şekilde çevremizdekilerden, kütüphanecilerden, kitapçılardan veya öğretmenlerden bizi doğru yöne yönlendirme noktasında yardımlarını isteyebiliriz. Eminim; tavsiye ve yardım istediklerimiz o kadar hoşnut olacaklar ki üstüne bu konuda destek sunabilmek için çok çaba sarf edeceklerdir.
Mazeret #4 : Benim için okumak, gerçekten zor bir eylem…
Çözüm #4 : Burada az da olsa haklılık payımız var. Okumak her zaman kolay olmayacak ancak zor olması da gerekmeyecektir. Düşünsenize… Birçok insan farklı gerekçe ve nedenlerden dolayı kitap okuyorlar ve bu deneyimi bir şekilde yaşıyorlar. Mizah/eğlence, okumak için en iyi sebeplerinden birisi olabilir. Koltuğun kenarına veya herhangi bir yere oturup; mizah içeren bir kitap alıp; güle oynaya ve kahkaha atmaya dayalı bu deneyimi yaşayabilmek için kaybedeceğimiz hiçbir şey yok. Kendimizi, tüm mazeretlerin üstesinden gelebilecek ürettiğimiz çözüm yolları için ödüllendirsek mi?
Çocuklara okuyucu olmayı öğretmenin yanı sıra bir kitapla rahat olma ve kitap okumaktan yılmamayı öğretmek için tutkum var. Bundan dolayı kitaplar, göz korkutucu olmamalı; eğlenceli, heyecanlı ve harika olmalı; ayrıca okuyucu olmayı öğrenenler için müthiş bir avantaj sağlamalı.
(R. Dahl)
Kolaylıkla üstesinden gelebileceğimiz bahanelerin farkında olarak sağlıcakla kalmanız temennisi ile…
Okuma alışkanlığı olan arkadaşlarıma her zaman imrenerek bakmışımdır. Ara ara o bağı kurabilsem de kitaplarla, süreklilik kazanmıyor maalesef. Mazeret yok tabii bu telefon bağımlılığından kurtulduğumuzda çok daha kolay olacak. Tavsiyelerini hem kendim için hem de önce ailem ve tanıdıklarım için alıyorum.