Bilmez misin ki sevmek yaratılışında vardı. Bedenine ruhun eklendiği an sana verilmiş bir lütuftu. İnsan olmanın ilk erdemiydi, yaratılanı yaradandan ötürü sevmek.
Anne karnına düştüğümüz anda başlayan bir serüvendi. Küçük ama güvenli dünyamızda duyduğumuz “Seni heyecanla bekliyoruz bebeğim, seni çok seviyoruz.” kulağa hitap eden bu sözler; sevginin ilk işaretiydi. Ondan değil miydi, sürekli duymak istememiz .
Sevmek anneden bebeğe aktarılan bir duyguydu. Anneler o yüzden kıymetli değil miydi? El üstünde tutulmalıydı, ayrı bir özen gösterilmeliydi.
Ağlayarak geldiğimiz bu dünyada, sarılmanın iyileştirici gücüyle tanışmıştık.Bizi sevgiyle karşılayan gözler, öpülmeler, koklanmalar, kucaktan kucağa taşımalar, gülücükler…
Neydi bir anda her şeyi değiştiren? Zor mu geliyordu artık küçük bir bedene bakmak? Bağırmalar, kızmalar… “Yeter artık bir yerinde dur.” demeler… Üzüntü ve korkuyla kaplı küçük yüreği nasıl öğrenecekti? Yeni tanıştığı bu dünyayı, kendini, kendi bedenini, duygularını… Öğretmek gerekirdi; sevgiyle, sabırla, anlayışla…
Baba olarak ailesini mutlu ve huzurlu görebilmesi için yükünü hafifletmesi gerekmez miydi? Canım ve can yoldaşım dediği kişiye elinden gelen yardımı yapmalıydı, yol göstermeliydi, destek olmalıydı. Aile olmak bu değil miydi? Bir olmak bütün olmak,eksik kalan yanlarımızi tamamlamak.
Hayatın bunca yükü ve karmaşası içinde aileyi bir arada tutan sevgiden daha güzeli var mıydı? Neydi bizi alıkoyan; bir hatır sormaktan, bir tebessüm etmekten, sevgiyle dolu bakışlardan..?
Sevmeyi ailede öğrenen çocuklar daha mutlu olmaz mıydı? Kendinden emin, kararlı, ne istediğini bilen, doğaya ve insanlığa saygısı olan bir birey olarak yaşarken sevmenin ve değerli olmanın önemini hissetmez miydi?
Sevmek, güzel bakan yüreklerdeydi; düşen yağmur damlasında ki toprak kokusunda, bir gün doğumunda, bir yudum çayda, içilen bir kahvede, başını okşadığınız bir çocukta, bir kap yemek verdiğiniz kedide, heyecanla okumayı beklediğiniz kitapta, aldığınız nefeste, yanan bir odun parçasında pişen bir ekmek kokusunda… Sevmek aslında her yerde…
Sevmek, gözle görülen değildi; yürekle hissedilendi. Yüzdeki tebessümün gözlerdeki yansımasıydı. Sevmek, kalpten kalbe giden bir yoldu.
Çok güzel olmuş makaleniz emeğinize sağlık,tebrikler
Teşekkür ederim beğeniniz için
Çok güzel bir yazı elinize emeğinize yüreğinize sağlık 💐
Çok teşekkür ederim
Gercekten insan karşılıksız sevmeyi öğrendiği zaman gercek sevgiyi bulur yada yaşar bunun adıda aşk olsa gerekallah herkese hakkiyle seve bilmeyi nasip etsin inş bizede
Sevginin kıymetini bilenlere ne mutlu,, teşekkür ederim güzel yorumunuz için
👍👍👍Canım yine çooook güzel yazmışsın. Eline.emeğine, kalemine sağlık👏👏👏en kısa zaman da devamını bekliyoruz😘🌺
,beni çok mutlu ettiniz, güzel yorumunuz için teşekkür ederim ☺️
Sevmek bu kadar kolay,sebepsiz ve ucuzken neden sevmez insanoğlu. Neden sevilen anlamaz seveni, seven bilmez sevilmediğini…
Çok düşündürdü bazı cümleler, sorgulattı bana kendimi kaleminize sağlık…
Bir cümle bu kadar çok anlam yüklü olabilir miydi bilmiyorum. Ellerinize sağlık…
Ne güzel ifade ettiniz, teşekkür ederim güzel yorumunuz için
Teşekkür ederim.sevmenin ne olduğunu bilmiyorsak,bulduğumuz da bunu farketmeye biliriz.bu nedenle seviyor mu sevmiyor mu karmaşası yaşarız .herşeye rağmen kendi mutluluğumuz icin hayata sevgiyle bakmak gerekiyor.
Çok etkileyici bir yazı.ellerinize sağlık
Çok teşekkür ederim
Çok teşekkür ederim