Kendini tanıyan kişi neyi neden yaptığını bilir duygu ve düşüncelerinin FARKINDA olup onların nelerden kaynaklandığının, kendisinin çevresinden ne kadar ve nasıl etkilendiğinin bilincindedir. Farkındalık; kendine odaklanabilme ve bunu yaparken eylemlerimizi, düşüncelerimizi, duygularımız ile birlikte iç dünyamızla uyumlu hale getirebilme yeteneğidir.
O halde ne kadar farkındayız kendimizin?
Hangi müziği dinlersin, hangi renk senin rengin, tatil anlayışın ne, iş yerinde hep olduğun gibi misin, ailen yada arkadaşların senin neyi sevip neyi sevmediğini bilir, peki onların bunu bildiğinden sen emin misin?
Yaşadıklarına ciddi bir şekilde bakman ve onu sorgulaman ne kadar işe yarar bunu biliyor musun?
Kendinizi bilmek; hayattaki değerlerinize, inançlarınıza, kişiliğinize, önceliklerinize, ruh halinize, alışkanlıklarınıza, bedeninize ve ilişkilerinize saygı duymak demektir.
Kendinizi bilmek; güçlü ve zayıf yönlerinizi, tutkularınızı ve korkularınızı, arzularınızı ve hayallerinizi anlamak demektir. Hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız şeylerin ve sınırlamalarınızın farkında olmak demektir.
Kısacası, kendini bilmek, hayattaki varoluş amacını bilmek demektir. Kendinizi çok iyi tanımıyorsanız, sizi mutlu ve doyurucu hissettiren bir yaşam yolu seçmek zordur. Kendinizi gerçekten size uymayan ilişkilere girerken de bulabilirsiniz veya kimse “gerçek” sizi gerçekten tanımadığı için yalnız hissedebilirsiniz. Onunla yaşamayı ve onu görmezden gelmeyi ya da kendinizi tanımaya başlamayı seçebilirsiniz.
Kendini bilmek önce yeteneklerini bilmekle başlar.
İÇ DEĞİŞMEDEN DIŞ DEĞİŞMEZ!
Değişim için öncelikle değiştirilmesi gereken bazı yönlerin mevcut olduğunun fark edilmiş olması gerekir ki en büyük zorluk değişimlere karşı gösterilen dirençlerdir.
Neye, nasıl ve nereden başlamalı?
Gerçekten kendimizde bir şeyler değiştirmek istiyorsak öncelikle günlük hayatımızda bir takım davranış kalıplarımızla kendi kendimizi nasıl kısıtlamış olduğumuzu çok iyi gözlemlememiz gerekiyor. Gün içinde karşılaştığımız olaylara çoğunlukla duygu ve düşüncelerimize hakim olmadan tepkiler verebiliriz bunun sebebi duygu ve düşüncelerimiz üzerinde kalıcı bir hakimiyetin tarafımızdan sağlanamamış olmasından kaynaklanır. İşte gerçek anlamda ki değişimi içimizde gerçekleştirmemizin sebebi göstermiş olduğumuz otomatik davranışlardır.
Öncelikle temel değerlerinizi tanıyın,temel değerleriniz, ahlaki ve davranışsal açıdan kalbinize yakın ve değer verdiğiniz ilkelerdir.
Kendinizi tanımayı düşündüğünüzde, psikolojik olana odaklanmak kolaydır. Bununla birlikte, vücudunuzu tanımak, zihninizin inceliklerini tanımak kadar önemlidir.
Vücudunuz hakkında daha fazla şey öğrenmek, gerçekçi hedefler belirlemenize, kendi sınırlarınızı bilmenize ve kendi bedeninizde daha rahat hissetmenize yardımcı olacaktır.
Fiziksel yetenekleriniz üzerine düşünmenin yanı sıra vücudunuza uygun olup olmadığını görmek için yeni şeyler denemeye açık olun. Bu arada, nefesiniz ve hareketlerinizle daha uyumlu hissetmenize izin vermek için farkındalık meditasyonları uygulayın.
Güçlü yönlerinizden başlayarak güçlü ve zayıf yönlerinizin bir listesini yapın. Kendinizle ilgili neyi sevdiğinizi ve ayrıca hangi özelliklerinizin sürekli olarak en olumlu geri bildirimi ortaya çıkardığını düşünün.
Zayıf yönlerinizi belirlemek söz konusu olduğunda, başarısızlıklarınızda veya hayatınızın hayal kırıklığı meydana getiren bölümlerinde ortak temalar olup olmadığını kendinize sorun.
Geçmiş hakkında düşünmek kadar gelecek için planlar yapmak da aynı derecede önemlidir. Hayat içerisinde sürekli aynı rutinde devam etmek ve başkalarının davranışlarına tepki göstermek yerine, kendinize nasıl bir vizyon oluşturmak istediğinizi ve hayatınızın misyonu olarak neyi gördüğünüzü sorun.
Geride ne tür bir miras bırakmak istiyorsunuz? Kendinizi gelecekte nerede görüyorsunuz?
Hayatınıza dair misyon ve vizyon belirlemenin dramatik veya dünyayı değiştiren bir şey olması gerekmediğini unutmayın. Misyonunuzun sizi özgün, heyecanlı ve tutkulu hissettiren şey tarafından tanımlandığını düşünün. Bu arada, bu görevin küçük ölçekte bile başkalarına nasıl yardımcı olabileceği konusunda biraz düşünün.
Tırtıl gibi bir kozalak içinde yaşamak yerine kelebek gibi özgürce gökyüzünün derinliklerinde kanat çırpabilirsiniz.
👏