Bugün, günlük hayatımızda çok kullandığımız fakat öneminin yeteri kadar anlaşılmadığı birkaç kelimeyi paylaşmak istiyorum sizinle.
SOR! SORGULA! DİNLE!
Hepimizin hayatında kendi kendimize durup düşündüğümüz sorguladığımız anlar vardır öyle değil mi?
Hatalarımız, pişmanlıklarımız, keşkelerimiz bunlara sebep olan duygu bozuklukları kaygı, stres, korku, engelli düşünceler, yargılama, genelleme ve de kendini kontrol edememe gibi olumsuz duygu ve düşüncelerin bizde yarattığı durma hali ile birlikte dinlemeliyiz kendimizi.
Çoğu zaman yardım almadan ama hasar alarak devam ederiz yola!
Araştırmalar en çok bizi dinleyen insanlara değer verdiğimizi, ihtiyaç duyduğumuzu göstermiştir. Kişi dinlerken başkalarının söylediklerini duyar ve ne anlama geldiğini anlamaya çalışır. Dinleme eylemi, karmaşık duygusal, bilişsel ve davranışsal süreçleri içerir. İyi bir dinleyici olmak başkalarıyla daha çok bağlantı, daha güçlü ve derin ilişkiyi doğurur. Bunun temelinde herkesin gerçekten dinleyen birine olan ihtiyacı yatar.
Dinlemek, aynı zamanda bilgi sahibi olmayı da arttırır. En büyük alimler bile her zaman öğrenecekleri bir şeyler olduğunu bilir ve karşısındakini dinler. Dinlemek, yeni fikirler edinerek, sorunları çözecek yeni yollar bulmanızın ve kişisel olarak gelişip yükselmenizin de bir aracıdır.
İyi bir dinleyici olmak için duymayı istemek gerekir.
Aslında bir başkasından çok kendinizi en son ne zaman dinlediniz?
Ne zaman kendinize alan ve zaman ayırıp yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi düşündünüz ? Bir arkadaşınızı dinlerken ki şefkati kendinize gösterdiniz?
Tam olarak ne hissettiğinizi kendinize sordunuz?
İşte tam da yapmak istediğim buydu?
Şimdi bu yazıları okurken durup düşünmeniz!
Hatta hem kendinizi dinleyip hem sorgulamanız!
Yargılamadan! Dinle kendini, bırak özgürce kendini ifade edebil, beklenti ve ihtiyaçlarını düşün, tam olarak istediğin ne onu bulmaya çalış, öz ile iletişime geç, kendine objektif ol, beynini etkin kullan ve lütfen kendine pozitif bir dil ile yaklaş.
“İnsan mükemmelliğinin en yüce biçimi kendini ve başkalarını sorgulamaktır.” demiş SOKRATES.
İnsanlığın var olduğu günden beri filozoflar bazı düşünceler ortaya atmışlardır. Bu filozoflardan en bilineni Platon, en bilinen düşüncesi ise platonu mağara alegorisidir.
“Platon’un mağara alegorisinde; bir mağaraya zincirlenmiş üç insandan bahsedilir. Bu insanlar yalnızca mağara duvarını ve birbirlerini görebilirler. Doğuştan beri bu halde olan üç insan, duvarda mağara girişinden yansıyan gölgeleri ve yankı yapan sesleri duymaktadırlar. Yani gerçeklik, onlar için yalnızca gölgeler ve yankı seslerdir.
Derken bu insanlardan biri zincirini çözer ve kendini mağaranın dışına atar. Yoğun ışık yüzünden geçici körlük yaşadıktan sonra gözü alışarak aslında gördükleri şeylerin birer gölgeden ve duydukları seslerin yalnızca yankılardan ibaret olduğunu anlar. Bir akarsu kenarına gidince sudaki yansımasını ve gölgesini görmesi ise her şeyi anlamasını sağlar.
Büyük bir hevesle mağaraya dönüp bu durumu anlattığı zaman ise arkadaşları tarafından deli olmakla suçlanır. Onları kurtarmak istediğinde zincirli iki insan onun gibi delirmek istemediklerini söyleyerek mağarada kalmayı sürdürürler. Hatta zincirlerinden kurtulmuş olana saldırmayı bile denerler. Ne kadar anlatırsa anlatsın zincire vurulmuş iki insan bu durumu anlayamaz ve hayatlarını orada sürmeye devam ederler.”
Platon’un mağara alegorisi bize hayatımızı her açıdan tekrar tekrar sorgulamamızı ve içinde bulunduğumuz durumları hem içerden hem dışardan bakabilmemizi göstermektedir.
Kendinizi sorgulamak her zaman kolay olmasa da, kişisel ihtiyaçlar ve hatta profesyonel yaşam için gereklidir. Bunu yapmak için, kendinize doğru soruları sormayla başlayabilirsiniz.
- Ben kimim?
- Benim için en önemli değerler nedir?
- Ben neyi temsil ediyorum?
- Hayatta neleri başarmak istiyorum?
- Hayatımda bana en yakın olanlara nasıl davranmalıyım?
- Bana nasıl davranılmasını istiyorum?
- Hayatımın amacı ne?
Sorular sizin en güçlü araçlarınızdır.
Sorun, yeni olasılıkların kapısını açın.
Sorun, yaşamınıza mucizeleri çekin.
Sorun, yaşamı daha renkli ve eğlenceli hale getirin.