Çentik, bıçak yüzlü,
Erişilmez,
Parlak sırtlı keçilerin dolandığı,
Adına türküler yakılan,
Dağlarını.
Bereketli, engin,
Irgat teriyle yoğrulmuş,
Üstünde ileri geri traktörler dolanan,
Cömert ovalarını.
Yılan gibi bükülen,
Kâh coşan kâh dinen,
Kavak, söğüt dallarına yürüyen,
Tarlalara can veren,
Sularını.
İçinde balıklar kaynayan,
Üstünde gemiler yürüyen,
Kumlu, yosunlu, iyot kokulu,
Denizlerini.
Akhisar’da zeytinini,
Konya’da buğdayını,
Adıyaman’da tütününü,
Iğdır’da kayısını,
Çukurova’da pamuğunu,
Hopa’da çayını,
Giresun’da fındığını,
Trabzon’da ekmeğini,
Bursa’da şeftalini,
Çanakkale’de domatesini,
Tekirdağ’da ayçiçeğini
Kars’ta etini ve peynirini,
Gümüşhane’de kıpkızıl kuşburnunu,
Aydın’da incirini,
Alanya’da muzunu,
Adana’da portakalını,
Yörük köylerinde mis kokulu tarhananı,
Sabırla pişen türlü, leziz yemeklerini,
Ve daha verdiğin nice nimetlerini…
Körpe kuzularının meleyişini,
Kilimlerinde içli nakışını,
Yazını, kışını,
Aşkını,
Sevdanı,
Kerem’ini Aslı’nı.
Tarihini,
Delikanlını, kızını, gelinini,
Hamur yoğuran tombul, bereketli elli kadınını,
Titrek elleriyle çalışan ninelerini,
Türkü söyleyen yanık sesli adamlarını,
Yüreği yufka yiğidini,
Sazın tellerine destan oluşunu,
Bitmeyen türkülerini, ağıtlarını,
Yazanını, çizenini,
Yeter deyip dağa çıkan efelerini,
Gözünü kırpmadan haklıyken dövüşenini,
Çok seviyorum be memleketim…
Memleketim
Yazar
Yorum yap
Yorum yap