“Namaz kılanın önünden geçilmez” nasihati ile büyüdük hepimiz. Namaz kılanların önünden geçmedik. Belki saygı, belki de dini vecibelerin yerine getirilmesiydi yaptığımız.
Filistin’de düşman postallarının gezindiği “Mescidi Aksa”, evrensel değerlerimizi yok etmeye yönelik bir eylem statüsünde olduğu için; sıkılan her kurşun bizlere sıkılmış, takılan her kelepçe acısını bileklerimize hissettirmiştir. Bu şu anlama gelmektedir;
Kendi kabuğuna sığmayan global dünyada, insanların bitmeyen arzuları ve istekleri insanlığın tamda dünyanın merkezinde ölmesiyle bir başka boyuta taşınmıştır neredeyse… Her ülke menfaati doğrultusunda tarafını seçerek siyasi bir dille yaşananları yorumlamıştır. Aslında küçük yaşlarda şehit edilen Filistinliler, hayatına son verilen kadınlar ve erkeklerin acısı hiç bir zaman evrensel bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ölenler, işgalci damgasıyla dünyaya servis edilmiş, katil devletler meşru müdafaa maskesiyle, yaptıkları katliamları meşrulaştırmışlardır.
1904 ile 1914 yılları arasında gerçekleşen İkinci Aliyah’ta 40.000 Yahudi Filistin’e yerleşmiş, Siyonist Örgüt Yafa’da 1908 yılında “Filistin Bürosu” kurmuş ve Filistin’de sistematik Yahudi yerleşim politikası benimsenmiştir. Zaman geçtikçe bu politika çerçevesinde insanlar zorla yuvalarından çıkarılmış ve özgürlükleri ellerinden alınmıştır.
Müslüman ülkelerin kış uykuları dört mevsimlik olduğu için çıkarılmayan seslerin gölgesinde Müslüman kardeşlerimiz birer birer zulüm görmeye başlamıştır. Hayatını kaybedenler ile hayatı kaybedenler, hiç bir zaman Müslümanların uyanmasına zemin hazırlamamıştır. Zaten bu hikâyenin en trajik cümlesi de bu olmuştur.
Gelgelelim asıl anlatmak istediğimiz meseleye, Müslüman kardeşlerimizin yıllardır çektiği çileler, İslam ülkelerinin çekimser siyasi dış politikalarından dolayı hiçbir zaman dünya gündemine girmemiştir. Masum rolünü oynayan her zaman ki gibi, İsrail olmuştur. Bu filmin koptuğu yer elbette olacaktır, elbette sular çekildiğinde zayiatlar ortaya çıkacak, kralların çıplaklığı herkes tarafından görünecektir. Bu anlamda Müslüman ülkelerin birlik ve beraberliği büyük önem kazanmaktadır.