Başlamak miskin bir uykuya son verip doğan günü karşılamak, geçmiş olanı geçmişte bırakıp tazelenerek adım atmak, umutları ve hayalleri kanatlandırmak.. Aslına bakılırsa nevi şahsına münhasır bir kavram. Kimisi için gönülsüzce belki de zoraki yapılan bir eylemken kimi için de inançla, şevkle kucaklanan ve kalbî bir heyecanla çıkılan bir yoldur başlamak. Bazen nelere gebe olacağı bilinmese de bir yerden başlamak gerekir. Miadı dolanı uzatmamak, karşımıza çıkan farklı alternatiflere göz kırpmak gerekir. Özünde her gün yeni bir başlangıçsa, hayat olduğu yerde saymıyor her an farklı mecralara akıyorsa bizim de kendi yaşamımızda yeni alanlara yer açmamız, geçmişin işimize yaramayan kısımlarından vazgeçip geleceğin parlayan ışığına doğru yol almamız zor olmamalı esasen. Bize bir fayda vermediğini bile bile, aksine her geçen gün bizi daha da aşağıya çektiğini tecrübe ettiğimiz bir şeye tutunup kalmak, uzatmaları oynamak, kendimizi tekrar etmek bazen başlamaya korktuğumuz şeyden daha ağır sonuçlara yol açabilir.
İnsan konfor alanından çıkmak istemez bazen, yeni bir pencereden bakmaya ürker içten içe. Suya sabuna dokunmadan eski düzene devam etmek işine gelir kimi zaman. Halbuki sadece bir adımdır atacağı. Belki de çorap söküğü gibi gelecektir devamı ama deneyimlemekten korkar, sınırlarını zorlamaya gelemez ve hayata küçücük bir pencereden bakmakla yetinir. Başlamak arınmaktır oysa, hem anı yaşamak hem günbegün geleceği kucaklamaktır. Belki bilinmeze açmaktır kapılarımızı ama bilinmezi bilinir, görünmezi görünür hâle getirmek ancak o kapının açılmasıyla mümkün olur bazen. Karanlık sandığımız şeyler bazen yanlış açıdan baktığımız için sunmaz bize aydınlığını ama elini uzatmaya cesaret eden için ışık bir tık uzaklıktadır belki de.
Başlamaktan korkmayalım, onun enerjisine bırakalım kendimizi. İlkler hep zordur ama biz o frekansta devam ettikçe uyum sağlamak da giderek kolaylaşacaktır. Yerinde saymaktan, tüketim tarihi dolmuş bir alanda boşuna yer kaplamaktan daha kötü değildir başlamak. Nefes aldırır bize, yeni bir heyecan ve umut vaat eder. Belki başarısızlıktan, hayatımızın altı üstüne gelir korkusundan yeni başlangıçlara yeşil ışık yakmayız ama hayatın kendisi risk almak değil midir zaten?
Evet, başlamak her zaman bitirmeyi müjdelemez, hayallerimize tamamen eriştirmez belki bizi ama, başlamadan bilemeyiz ki neyin ne olacağını. Oturduğumuz yerden ahkâm kesemeyiz ki gelecek günlerin akıbeti hakkında. İyi, verimli, hiçbir şeyin içimizde ukde olarak kalmasını istemediğimiz bir hayat yaşama hevesimiz varsa eğer başlamaktan korkmayalım. Spinoza’nın da dediği gibi herkes vardığı yere bulunduğu yerden başlamak zorundaydı. Bunu halihazırda yapabildiğimize göre hayallerimizi üzerine inşa ettiğimiz daha güzel yerlere varabilmek adına yeni başlangıçlara yer verelim hayat yolumuzda.
Konuk Yazar: Elif GÜLER