Aynaya bakınca gördüğüm tüm her şey için kendime teşekkür ederim.
Yaşanmışlıkların yaşamımıza olan etkisini hepimiz biliyoruzdur. Samimi bir gülüş gözlerimizin içini parlatabilir, gerçek bir keder tek gecede saçlarımıza aklar düşürebilir. Doğum günüme tam üç gün varken bu yaşıma da teşekkür niteliğinde olsun istedim bu yazı. Üç günlük dünyada üç gün sonra bir yaş daha büyüyorum. Aslında senelerle değil de günlerle ölçülmesi gerekiyor bence büyümek kavramının. Bir günde yaşlanabilir ama bir günde yaş alamaz insan. Kim bilir yaş 35 yolun yarısı diyen şair 35’in belki ilk belki de son gününden bahsediyordu. Oysa 35’i yaşayıp bitiremedikten sonra yaş 34 yolun sonu etmez miydi?
İsterdim ki 15 yaşıma 3 ay kalmış olsun ve zaman orada dursun. Beni hep bu 3 kalalar mahvetti. Bir gecede büyümüş olduğumu kimseye anlatamamış olmanın ağırlığını hala taşıyorum bedenimde. Seneler geçti, belki binlerce yazı yazdım. Hiçbirinde bu duyguyu anlatacak kelimeyi bulamadım. Onca şeyi yazdım, hiçbir şeyi anlatamadım. Kendime kırgınım. İnsan en çok anlatmak istediklerine dilsizmiş. Bunu da bu yaşımda öğrendim. Çok kitap okudum, çok okursan çok gelişirsin demişlerdi. Yine de o kelimeyi bulamadım. İnsan kendini bulamayınca ne kadar da yaşlanıyormuş, bu sene anladım.
Bu yaşım bana çok güzel şeyler kattı. Bu nasıl zıtlıktır? Dediğinizi duyar gibiyim. Olumsuzlukların hayatı mahvetmediğini öğrendim ben. Aksine her defasında iyi ki diyorum. Bir şey benim hayatıma giriyorsa ya da benim hayatımdan çıkıyorsa beni üzmek için değil ilerde üzülmemem içindir bu. Hayatımda olan her şeyin doğru yolu bulmam, gelişmem, olgunlaşmam için olduğunu biliyorum. İyiyi kabullendiğim gibi kötünün geçici ve daha iyiyi bulmam için yol gösterici olduğunun da farkındayım.
Bütün içimi ve bütün bir geçmiş yaşımı anlatmak istiyorum bu satırlara. Fakat bazı şeyler anlatılmayacak kadar derin duygular içerir. O yüzden sadece birkaç öneri ve teşekkürle bitireceğim satırlarımı.
Kendinizi sevmekle başlayın her güne. Oflanmayı bıraktığım zaman derin ‘Oh be!’ dediklerim oldu. Şikâyet etmek yerine bolca teşekkür etmeyi öğrendim. Kendi kendinize zaman geçirebiliyor olduğunuz için kendinize teşekkür edin. Kendi başınıza sokaklarda dolaşmayı yalnızlık olarak değil huzur olarak nitelendirin. Ben huzur istediğim her an kâğıt ve kalemlerimle buluştum. Bakın bu bana bir yol çizdi. Şu gencecik yaşımda milyonlarca kişiye kendimi anlattım. Artık sokaklar yüzüme bakınca beni tanıyan insanlarla dolu. Kağıdıma, kalemlerime, ellerime, gözlerime beni bu yolda yalnız bırakmayan her şeye binlerce teşekkür borçluyum.
Gerektiğinde kapılarınızı kapatmayı bilin, odanız çok karanlık bile olsa ışık sizsiniz , bunu unutmayın. Gürültü yapan çok olacaktır, kalbiniz heyecan dolu olsun ve öyle bir atsın ki onun sesinden başka her şeye sağır olun. ‘Yapamazsın.’ Diyen herkese çok teşekkür ederim. Başta her ne kadar moralimi bozsa da bu durum ben kalbimin sesini duydum, mutluyum.
Ve geçmiş yaşım,
Sana her duyguyu tattırmaya çalıştım. Varsa eksik bıraktığım her duygu için senden özür dilerim. Dilerim ki sana varacak her insanın hayatında en az benimki kadar dolu bir yaş olursun.
Ve gelecek yaşım;
Seninle de seneye uğrayalım buralara!
Beni ben yapan her şeye, hayatımdaki herkese teşekkür ederim.