Ağlamak Zehri Alır

Yasemin Köse 533 Görüntüleme 4 Yorum
3 Dak. Okuma

Ağlamak sözcük olarak çok uzun değil ama içinde çok derin anlamlar barındırır. Biraz deşmeye gör altından neler çıkar neler. Ağlamak neden ortaya çıkardı? Hadi hatırlayalım biraz.

Her şeyden önce üzüntüden dediğinizi duyar gibiyim. Evet üzüntü, mutluluk, stres, hiç ummadığımız bir anda hayatın karşımıza çıkardığı hoş ya da nahoş sürprizlerden dolayı, yas, gam, heyecan vb. liste daha da uzayabilir ama az çok neden bahsedeceğimiz anlaşılmıştır. Ağlamak olumsuz bir fiil olarak görülse de aslında olaya başka taraftan bakacağız ve belki de bu oluşa karşı bakış açımız değişecek.

Ağlayınca ne oluyordu? Bir düşünelim bakalım. İşin hiç tıbbi tarafına değinmek niyetinde değilim, zaten yeterliliğimde yok uzmanlar bunu yapıyor. Ağlamanın göğüs kafesimizde ki baskıyı, boğazımızda oluşan yumruyu, içimizde ki kasveti hafiflettiğini hepimiz hissetmişizdir. İnsanı diğer yaratılanlardan ayıran fıtratımızda ki en müstesna özellik olsa gerek. Ağlamak bir nimet gibi görüldüğünde gözden yaşın düşmesi insanı korkutmamalı. Duygularımız ölmemiş diye sevinmeliyiz bile. Dile gelmeyen sözcükler, ifade edemeyeceğimiz ya da ifade edemediğimiz duygularımıza gözyaşımız tercüman olarak devreye girer. Hatta ağlamak o kadar önemli bir olgudur ki yüce rabbimiz mukaddes kitabımız kuranı kerimde de belirtmiştir.

Demek ki ağlamak nimet olarak değerlendirilmeli. Hislerimizi dile getirirken sözlerimize eşlik eden saf, berrak, tuzlu gözyaşlarımız aslında işimizi kolaylaştırır. Kalbimiz her damla gözyaşıyla yeniden yıkanır ve temizlenir. Ruh sükunet bulur, dinginleşir, sakinler. Akan her damla bazen kor gibi yakar gözlerimizi, bazen ferahlıkla yol alır yüzümüzde, bazen sıcacık mutluluk barındırır. Hiçbir şeyin  vermediği ferahlığı birkaç damla su  yapar. Çünkü su temizlenmek ve arınmak demekti. Gülümsemek yüzümüzün zekatı ise, ağlamak da gözümüzün zekatı olsun, her duygusu yaşanılmış ve hak edilmiş hayatın. Gönül ister ki, her damla mutluluk için olsun, elbette ki dileğimiz, duamız yine aynı yönde ama realist olmaktan da çıkmayacağız. O yüzden ne için ağlıyorsak ağlayalım, ağladığımıza şükredelim her damlanın hakkını verdiğimiz için sevinelim.

Bir dosta sarılmanın sevinci, anneye babaya sarılmanın hasreti, evladın mutluluğu, yardan ayrılmanın hüznü, gam, ya da başkalarının hayatına duyduğumuz hassasiyet, bir hayvana duyduğumuz merhamet, kabullenemediğimiz gerçekler, hayalini kurduğumuz ulaşamadığımız yarınlar, hızlı geçen dünler, yaşadığımız haksızlıklar, bazen de birikmişlikler, gelenlere, gidenlere, hasrete, vuslata ağlayabiliyorsak ağlayalım. Utanma gözyaşlarından seni insan yapan o birkaç damla su. Ağlayabildiğin için şükret. Senin yerine konuşan gözyaşların. Bazen ağlarken gülümse, ayırma kardeşleri birbirinden.

Ne diyordu sevgili şair;

Ağlamak,
Unutmak kadar kolaydır inan.
Sevin ağlayabiliyorsan,
Sevin ağlıyorsan,
Gül ağlayabiliyorum diye,
Gül ağlıyorum, ağlıyorum diye.
Sana bir şey yapamam
Ağlayamıyorsan…

(Özdemir Asaf)

Bu İçeriği Paylaş
Bağlantılar:
Yazar
4 Yorum
  • Bir kez daha aşık oldum ben bu kadına canım annem mükemmel bir yazı olmuş tebrik ederim en büyük destekçin. Kızın🤍

    • Canım kızım çok teşekkür ederim iyi ki varsın. Varlığın en büyük destek.💙 sizlerle gurur duyuyorum 🥰😘

    • Çok teşekkür ederim güzel kadın Mihriban abla beğenen yüreğin dert görmesin. 💕😘🍀

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version