Ahlak Prospektüsü

Kenan Akkuş 672 Görüntüleme 1 Yorum
2 Dak. Okuma

İnsanların bir durumu, olayı ya da kişileri değerlendirirken en fazla dikkat ettikleri noktalardan birisi ahlaktır. Ahlak çok basit kullanılan ama içi dolu ve ömrümüz boyunca sık sık karşımıza çıkan bir değer yargısıdır. Toplumun genel yapısının nitelendirildiği bir araçtan ziyade gün geçtikçe bir amaç hatta daha da ötesi fikir, yapı olarak görülmeye başlandı.

Bir kişiyi eleştirirken doğru bulmuyorsak ağzımızdan pat diye ahlaksız kelimesi çıkıveriyor. Bir şeyin olmadığını onun yokluğuyla algılayabiliriz. Peki eleştirdiğimizde ahlak olmadığını sadece bir görüşte bir deyişte nasıl bilebiliriz?

Ahlak, her durumda farklı ifade edilebilecek geniş kapsamlı bir konudur. Bence ahlakla ahlaksızlık arasında bir yerde kalan bir toplumuz ben buna manevi çöküntü diyorum. Ahlak, ahlaksızlığın yan etkilerinin her an karşımıza çıkabileceğinin diğer bir adıdır.

Yere tükürmek, çöpleri yere atmak, toplu ulaşımda yüksek sesli veya telefonda konuşmak, ATM sırasında başka birisinin önüne geçmek, bir insanı başka insanların yanında rencide etmek nerdeyse her gün başımıza gelen ya da gördüğümüz bir sürü olaydan bazıları. Bunlar ahlaki, insani olarak yanlış şeyler. Bunlar insanların devir değiştikçe normalleştirdikleri binlerce olaydan birkaçı. Bir bina düşünün eskidikçe ne oluyor, sıvası dökülüyor, duvarı çatlıyor seneler geçtikçe daha güvensiz, dayanaksız oluyor ve sonunda ne oluyor, çökmeye başlıyor. İşte insan da her geçen zaman bir çöküntü içerisine giriyor. Kendisine giydirilen insan kıyafetini üzerinden çıkarmaya başlıyor. Tam da bu anda çıkardığı kıyafet ne kadar fazla ise o kadar ahlaksızlaşıyor. Bu bir rahatsızlık mı ya da doğuştan gelen bir hastalık mı?

Nedir çözüm?

Çözüm yine bizde. Kendimizi yenilemek, geliştirmek, bilgilenmek. Tüm bunların ışığında yetiştirmek en önemlisi. Bilinçli bir insan olduğumuzu düşünüyorsak bizden küçükleri de aynı bilinci ve sağduyuyu aşılamak. Her nesil bir sonrakinin ön gösterimidir. Manevi çöküntüyü gidermeye önce kendimizden başlamalıyız. Solan boyayı, dökülen sıvayı, çatlayan duvarı tamir ettiysek hemen yanımıza sağlam bir bina dikmek için malzemeden çalmadan, masraftan kaçmadan güzel bir yapı inşa etmeliyiz.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Kenan Akkuş
Bağlantılar:
Yazar
1 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version