Zeki insan değil, zekâ yönetir; akıllı insan değil akıl yönetir… (Wolfgang Van Goethe)
Akıl ve zekâ herkesin sahip olduğu, lakin çoğu kişinin tercih etmediği, belki de kullanmayı bilmediği unsurlardandır. Ciddi beyin hasarı veya hastalığı olan insanlardan başka, aklı ve zekâsı olmayan hiç bir insan yoktur. Sadece görmeyi ve geliştirmeyi tercih etmeyenler vardır…
Akıl nedir diye sorarsanız, akıl sorunların içinde kaybolmak yerine eyleme geçerek doğru yolu gösteren, sorunları çözen ve onları daha verimli hale getiren, hatta sorunları akıllıca çözdükten sonra onlardan bile faydalanmanıza neden olacak, rasyonel olma adına size yol açacak, kullandığınızda faydasını göreceğiniz öğedir. Akıl pratiğe dönüşmekle elde edilmez, edilemez. Ve bu şekilde aklı geliştiremezsiniz. Akıl herkesin baktığı aynı şeylere farklı şekilde yanaşmaktır, onları görmektir… Aklınızı ancak bu şekilde kullanabilirsiniz. Farklı ve işe yarayacak şekilde yanaşmakla, görmekle…
Zekâ süreklilikle geliştirilebilir. Eğer ki sevdiğiniz, yapmayı istediğiniz her hangi bir şey varsa, siz bunu sürekli geliştirmekle sağlayabilirsiniz. Mesela siz İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. İngilizce’yi her gün ve ara vermeden bir şekilde öğrenirseniz veya her gün en az bir kelime öğrenirseniz, bir süre sonra İngilizcede bir çok yeni söz öğrenmiş olma şansınız artar veya grameri öğrenmek için her gün bir şeyler öğrenirseniz, en az bir yıl sonra siz İngilizce gramerini iyi bilen biri olmuş olursunuz. Bu en kötü ihtimal, siz bu eylemi her gün işin ustasıyla, yani öğretmenle yaparsanız tabi ki siz İngilizceyi iyi bilen birine dönüşürsünüz. Ve bu şekilde zeki bir insan olmuş olursunuz.
Lakin bir insanın zekâlı olması veya üstün zekâya sahip olması onu akıllı etmez veya akıllı olan herkes zekâlıdır anlamına gelmez. Çünkü akıl görmekle sağlanır, zekâ ise sürekli gelişmekle…
Zekâ insanı geliştiren, akıl ise öğreten bir şey. Ve muhteşem tercihlerden biri öğrenerek ve öğreterek gelişmeyi seçmektir. Çünkü aslında öğrettiğinizde öğrenirsiniz…