Alınganlık Psikolojisi

Begüm Vural 427 Görüntüleme Yorum ekle
4 Dak. Okuma

İşteyken telefonunuz çalıyor ve arkadaşınızın sizi aradığını görüyorsunuz. Ancak o anda acilen tamamlamanız gereken bir çalışmanız var ve bu nedenle arkadaşınızla telefonda sohbet etmek için yeterince vaktiniz yok. Telefonu açıp arkadaşınızla selamlaştıktan sonra ona şu anda kendisiyle konuşmak için fazla vaktinizin olmadığını ve işlerinizi hallettikten sonra onu arayacağınızı tatlı bir dille ifade ediyorsunuz. Bu konuşmanın ardından işleriniz bitince arkadaşınızı arıyorsunuz ve kendisi sizinle soğuk bir dille konuşmaya başlıyor. Arkadaşınız size “Ben de yoğunum ama ne yapacaksın, telefon görüşmelerine hep dönerim. İnsanlık meselesi işte.” gibi imalı ve suçlayıcı cümleler kurarak diyaloğunuzun gergin bir havada ilerlemesine sebep oluyor. Bunun üzerine siz de, bir önceki aramada gerçekten önemli bir işiniz olduğu için ona vakit ayıramadığınızı söylüyorsunuz ve kendinizi savunmaya başlıyorsunuz. Aynı zamanda arkadaşınıza olan sevginizi ifade ediyorsunuz. Kendinizi bu durumda hayal edin. Olumsuz bir niyetiniz olmadığı halde suçlanmak ve karşınızdaki kişinin olması gerekenden çok daha fazla hassas bir kişilik yapısına sahip olması ne kadar da zorlayıcı değil mi? Bu tür alınganlıklara ve sağlıksız iletişim biçimlerine günlük hayatımızda da sık sık karşılaşıyoruz aslında.

Kişinin genellikle alıngan bir tutum sergilemesi, pek çok nedene bağlı olabilir.

  1. Özgüven Eksikliği : Alıngan kişilerde genellikle özgüven eksikliği görülür. Kendini yetersiz hisseden birey, benliğine dair bu algısını başkalarına da yansıtır. Yani başkalarının da onu yetersiz gördüğünü düşünür. Kişi gerçekte yeterli ve değerli olsa da özgüveni düşük olduğundan benliğine dair olumlu bir algı geliştiremez, başkalarının da kendisini değersiz bulduğu düşüncesine kapılır. Ancak başkalarının gözünde değersiz olmak istemez ve bu yüzden çoğu zaman sözlerinde veya davranışlarında istemsizce kendini savunmaya geçer ya da imalı tavırlarda bulunur. “Sen beni zaten önemsemezsin.”, “ Ben kimim ki?”, ”Tabi canım, ben o kadar eğitimli değilim.” gibi cümleleri alıngan bir kişiden duymak hiç de zor değildir.
  2. Kişiselleştirme: Bazen genel olarak alınan kararlar, çoğunluğa uygulanan tutum ve davranışlar, bazı kişiler tarafından sadece kendisine yönelik bir durum olarak algılanabilir. Örneğin genel olarak akşam saat 22.00’den sonra çok acil bir durum olmadığı sürece arama ve mesaj gönderimi yapmama kuralınız var. Ve saat 22.00’den sonra size gelen aramalara ve mesajlara da bakmıyor, hepsine ertesi sabah geri dönüş yapıyorsunuz. Sosyal çevrenizdeki herkese uygulandığınız bu kurallarınız, bir arkadaşınız tarafından sadece kendisine yapılan bir durum olarak algılanabilir. Durumu kişiselleştirerek bunu kendisine yapılan bir saldırı gibi düşünebilir. Yalnızca kendisinin saat 22.00’den sonraki arama ve mesajlarına cevap vermediğinizi düşünerek alıngan bir tutum sergileyebilir.
  3. Kurban Psikolojisi: Bazı insanlar kendilerini her durumda mağdur gösterir ve buna alışmışlardır. Hiçkimse tarafından anlaşılmadıklarını, çoğu konuda şanssız olduklarını söyleyerek sürekli bir yakınma hali içinde olurlar. Başlarına gelen olumsuzlukların hep dış etkenler tarafından gerçekleştiğine inanarak hatalarının sorumluluğunu üstlenmezler. Ve hep mağdur olduklarına dair algı oluştururlar. Bilinçaltındaki bu kurban psikolojisiyle çevrelerindeki çoğu kişinin tutum ve davranışlarını kendilerine yönelik bir saldırı gibi algılarlar. Sürekli olarak haksızlığa uğradıklarını düşünerek kendilerine söylenen her cümlede bir ima ararlar.

Alıngan ve aşırı hassas kişilik yapısına sahip kişiler, alındıkları durumu bazen öfkeyle karşılayarak kendilerini savunmaya geçebilir. Bazen de alındıklarını hemen belli etmeyerek içlerinde biriktirir ve bir süre sonra daha yoğun tepkiler vermeye başlarlar. Ancak ne şekilde olursa olsun kişinin alınganlık göstermesi sosyal ilişkileri zedeleyen bir durumdur. Kişinin daha sağlıklı bir iletişim şekli benimseyerek kişilerarası ilişkilerini düzenleyebilmesi için alınganlık davranışı üzerinde çalışması gerekecektir. Bunun için kişi, neden alıngan bir tutum içinde olduğunu değerlendirmeli ve öz değer bilinci içinde olmasını  sağlayacak çalışmalarda bulunmalıdır. Eğer sosyal çevrenizde alıngan tutum sergileyen kişiler varsa da onları yargılamadan anlamaya çalışarak kendilerine destek olabilirsiniz.

Bu İçeriği Paylaş
Yazan Begüm Vural
Bağlantılar:
Psikolojik Danışman
Yorum yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version